Page 565 - Risale-i Nur - Şualar
P. 565
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 567
kendimi ve benim gibi bu tehlikeli zamanda İmanını kurtarmağa, Ahlâkını
düzeltmeğe ve vatana ve millete birer uzv-u nâfi' olmağa muhtaç olan din
Kardeşlerimin İmanlarını kurtarmak yolundaki kopmaz ve kopmayacak bir
alâkadır.
Kendisinin yakınlarındanım. Dört sene kadar arasıra hizmetini
müftehirane yapmışım. Bu müddet zarfında kendisinin serâpâ Faziletinden
başka hiçbir şeyine şahid değilim. Onun ağzından bir defa olsun,
Mehdiliğine ve Müceddidliğine dair bir Kelime duymadım. Tevazuun
kemalinde olduğuna yüzbinleri aşan Nur Nüshaları ve Onları okumakla
İmanlarını kurtaran yüzbinler hâlis Nur Şakirdleri şahiddir.
O mübarek Üstadım, kendisini bizim gibi Nur Talebesi olarak görür ve
öyle iddia eder.
Bunu elinizde bulunan birçok Mektublarında, hususan Asâ-yı Musa
Mecmuasının içindeki İhlas Risalesi'nde kolaylıkla görmek mümkündür.
Kendisi "Bâki ve güneş gibi ve elmas misillü Hakikatler, fâni şahıslar
üzerine bina edilmez ve fâni şahıslar o kıymetdar Hakikatlara sahib
çıkamazlar." diye Risale ve Mektublarında tekrarla zikrettiği halde, o
Zâtın tefahuruna hükmetmek ve Mehdilik ve Müceddidlik dava ettiğini
iddia etmek, hiç bir akl-ı selimin kârı değildir. Zira bütün Risale ve
Mektubları, insaf ve dikkatle okursanız; bu muhterem Allâme-i Zamanın
asırlardan beri emsaline tesadüf edilmez bir Din Alimi ve benzerine
rastlanmayacak bir İman Kurtarıcısı, bolşevizmin kızıl kıvılcımlarının
saçaklarımızı sarmak istediği bir zamanda vatana ve millete bir ordudan
daha çok menfaat ve bereketi bulunan bir vatanperver olduğuna siz de
kanaat-ı kat'iyye peyda edersiniz. İşte böyle bir Esere ve o Eseri Te’lif
eden muhterem Üstada daha evvelden Şakird olamadığıma müteessifim.
Muhterem Heyet-i Hâkime!
İşte hadsiz menfaatlerini kendimde tecrübe ettiğim Risale-i Nur'dan,
benim gibi vatan evlâdlarının istifadeleri için, resmî bir izinle; Eskişehir'de
Gençlik Rehberi'ni kudsî bir Hizmet-i Milliye fikriyle tab' ettirdim. Benim
gibi bir bîçarenin, Kur'anın hakikî ve cerhedilmez bir Tefsiri olan
Risale-i Nur'a ve dolayısıyla İmana hizmeti tebrik ve takdir ile muka-
bele görmesi lâzım ve teşvike pek muhtaç iken; böyle ağır muamele
görmekliğimiz Hakikat-ı Adalete ne kadar muhaliftir, sizlerden soru-
yoruz.