Page 561 - Risale-i Nur - Şualar
P. 561
ONDÖRDÜNCÜ ŞUÂ 563
bir garaz yoktur. Binaenaleyh bu hususta da masumiyet ve samimiyetimiz
meydanda olmakla, Denizli mahkemesinde olduğu gibi yüksek mahkeme-i
âdilenizden Adaletin tecellisiyle beraetimi taleb ediyorum.
Afyon Cezaevinde mevkuf Kastamonu'lu
Mehmed Feyzi Pamukçu
* * *
[Ahmed Feyzi'nin Müdafaasıdır]
Afyon Ağır Ceza Mahkemesine
Sayın Hâkimler! Bir Din Alimi ile görüşmek, onun Din Hakikatlerine
aid Kitablarını okumak ve yazmak ve Din arkadaşlarının imdadına koşmak
üzere Dinine ve Kur'anına ve Peygamberine (A.S.M.) Hizmet etmek bir
Mü’minin Vazifesi ve Hakkı değil midir?.. Bizi bu Hizmet-i Diniyeden
men'eden bir kanun maddesi var mıdır? Bazı cihetlerin zamanımızdaki
küfrî ve gayr-ı ahlâkî cereyanları tenkid etmesi bir suç mu teşkil ediyor?
Biz ne siyasetle, ne idare ile aslâ alâkası olmayan yalnız dindar, saf halk
kitlesiyiz. Bir İnsana hüsn-ü zan etmek ve kıymet vermek herkesin şahsî
bir kanaatıdır. Biz Bediüzzaman'ı zamanımızın en yüksek Din Alimi
biliyoruz. Din Hakikatlerini aslâ dalkavukluk yapmadan beyan ve
ifade eden bir Hakikat adamı biliyoruz. Mücahid adını vermekliğimiz,
memleketimizi tehdid eden ahlâksızlık ve imansızlık cereyanlarına
karşı Kur'anın sarsılmaz Hakikatlarına dayanarak giriştiği Müdafaa
ve Hizmet-i Diniyesinden dolayıdır. Din ve vicdan hürriyetinin hükümran
olduğu bir memlekette vicdanî kanaatlerimizden mes'ul olamayız. Bundan
dolayı da kimseye hesab vermeğe mecbur değiliz.
Âhirzamanda Hadîsin haber verdiği şahısların mes'elesine gelince: Bu
mevzuları biz kendimiz uydurmadık. Bunların aslı Dinde mevcuddur.
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm bazı Hadîslerle Ümmet-i Muhammedi-
yenin (A.S.M.) ömrünün binbeşyüz seneyi pek geçmeyeceğini söylüyor. O
zamana kadar da Ümmet-i Muhammediyenin (A.S.M.) ve dünyanın
hayatında mühim tesir yapacak büyük tarih hâdiselerini, "Kıyamet
alâmetleri" diye haber veriyor. Bunların