Page 564 - Risale-i Nur - Şualar
P. 564
566 ŞUÂLAR
ancak Rıza-yı İlahîye bizi götüren hayırlı vechesiyle bakıyoruz. Bu itibarla
siyaset peşinde koşmayı ve devlet mefhumu ile mübareze ithamını şiddetle
reddediyoruz. Eğer böyle bir kasd olaydı, yirmibeş seneden beri edna bir
tezahür olurdu. Evet bizim menfî bir cebhemiz, ahlâksızlığa ve İmansızlığa
müteveccih bir takbih tarafımız var. Bu sırf İmandan ve Kur'anın bu
mevzular üzerindeki şiddet-i beyan ve azamet-i tevbihine -bizzarure-
iştirakimizden ileri geliyor. Eğer bu esbab-ı mûcibe, Samimiyetin ve
İhlasın, Hakikat ve Safvetin bu tarz-ı beyanı size kanaat vermediyse; bize
ne şekil isterseniz ceza veriniz. Lâkin unutmayınız ki; bugün altıyüz
milyon İnsanın mensubiyetini taşıdığı Hazret-i İsa (A.S.) zamanının
idarecileri tarafından sırf İnsanlığın Saadeti için Kalbi çarptığı ve Emanet-i
Tebliği Hâmil bulunduğu sebeblerle "âdi bir hırsız gibi" i'dama mahkûm
edilmişti.
Biz hür söylediğimizden dolayı maruz kalacağımız bu mahkûmi-
ِ
۪
yeti iftiharla karşılayacağız. Ve sadece ليك وْلا معنو للّٰا انبسح Nida-
ُ
َ ْ َ ُ ه
َ
َ
َ ُ ْ
sıyla Dergah-ı Kadî-ül Hacat'a el açacağız.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Ortaklar Bucağı'ndan
Ahmed Feyzi Kul
* * *
[Ceylan'ın Müdafaasıdır]
Afyon Ağır Ceza Mahkemesine
Makam-ı iddianın habbeyi kubbe yaparak, iftiharla kabul ettiğim
Üstadıma ve Risale-i Nur'a Hizmetimle beni büyük bir diplomat ve
entrikacı bir adam tarzında gösterip Nurlara gelen mevhum suçta bana
büyük bir hisse vermesine mukabil derim ki: Dinî ve İmanî ve Ahlâkî
Eserlerini okumakla, o uğurda hayatımı tereddüdsüz feda eder derecesinde
istifade ettiğim Üstadım Bediüzzaman'la yakından alâkadarım. Fakat bu
alâka, makam-ı iddianın dediği gibi, vatana ve millete mazarratlı ve halkı
devlet aleyhine teşvik etmek değil, belki hiçbir beşerin kendisini
kurtaramayacağını kabrin i'dam-ı ebedîsinden