Page 560 - Risale-i Nur - Şualar
P. 560
562 ŞUÂLAR
muhafaza ettiği gibi, üç dehşetli kumandana karşı Kahramancasına Hocalık
ve Haysiyet-i İlmiyeyi muhafaza için onların hiddetine karşı ehemmiyet
vermeyip onları susturdu. Onun için bu Üstadımı, bu millet ve vatanın ve
Türk Ülemasının pek büyük şerefini muhafaza etmek için her şeyini feda
etmiş bir şahıs bildiğimden, ben de kendime hakikî Üstad kabul ettim.
Böyle vatan ve millete hakikî fedakâr bir Üstadın -farz-ı muhal olarak- yüz
kusuru da olsa nazar-ı müsamaha ile bakıp itiraz etmemek gerektir.
Bu memleketin vatanperverleri meşrutiyet devrinde, milliyetçiler ve
hamiyetperverleri cumhuriyette; bu Üstadın İlme ettiği fevkalâde Hizmeti
vatan ve millet namına takdir ettiklerine bir nümunesi şudur ki: Câmi-ül
Ezher sisteminde, Medreset-üz Zehra namında Van vilayetinde temeli
atılıp eski harb-i umumî münasebetiyle geri kalan Şark darülfünununa
İttihad ve Terakki hükûmeti ondokuz bin altun lira verdiği gibi, yirmidört
sene evvel Cumhuriyet hükûmeti de Üstadımın darülfünununa yüzaltmışüç
meb'usun tasdikiyle yüzelli bin lira tahsisat verilmesini kabul etmeleridir.
Bu yüksek Üstadın tek başıyla Câmi-ül Ezher gibi binler Hocaların
teşebbüsüyle vücuda gelecek bir Medrese-i Kübrayı vücuda getirmeğe
yakın muvaffak olması gösteriyor ki; vatanperverler ve milliyetperverler
dahi, Medrese Ülemalarıyla beraber bu Üstadımı takdir ve tahsin etmeleri
lâzım ve elzemdir. Biz de böyle bir Üstad elimize geçtiği için her zahmet
ve meşakkate tahammüle karar vermişiz. Füyuzat-ı İlmiyesiyle ve yüzotuza
varan Asâr-ı Kudsiyesinin Hakaikiyle beni İlim ve İman yolunda terakki
ettiren bu mümtaz Allâme-i Zamana sonsuz bir varlıkla hürmetim vardır.
ِ
ا
للّٰ
Bu hürmetim Ebede kadar ءااش نا gidecektir.
ْ َ
َ ه
ُ
İddia makamının beni suçlandırmak istediği ve aylardan beri tedkikat
ve taharriyat neticesinde Hakikatına vâsıl olamadığı "Dini ve dinî hissiyatı
âlet ederek devletin emniyetini ihlâl edecek bir gizli cem'iyet"in ne vücudu
var ve ne de böyle bir cem'iyetle alâkamız vardır. Yegâne alâkamız,
hükûmet-i cumhuriyenin kanunları müvacehesinde en çetin imtihanlarda,
en yüksek ehl-i vukuf heyetler tarafından îcab eden hürmeti görmüş ve
salahiyetdar mahkemelerde beraet kazanmış Risale-i Nur'lardır. Bu ise,
vatana ve millete ihanet değil; doğrudan doğruya vatana ve millete nâfi'
İlim uğrunda bir çalışmaktır. Bunun haricinde ne bir siyasî maksad ve ne de
başka