Page 699 - Risale-i Nur - Şualar
P. 699
BİRİNCİ ŞUÂ 701
ِ
لۤا başını kaldırıp Hikmet-i Kur'âniyeye müteveccih olarak Hâdim-ül
ه
ي
َ
Kur'ân vaziyetini aldığı tarihtir ki, bir sene sonra İstanbul'a gitmiş
mânevî Mücâhedesine başlamış.
İkinci Âyet ise: Makam-ı cifrîsi bin üçyüz iki ederek Risale-i Nur
Müellifinin Kur'an Dersini aldığı tarihe tam tamına Tevâfuk ile remzen
Kur'anın bâhir bir Bürhanı olan Resâil-in-Nura bakar.
Üçüncü Âyet ise: Bin üçyüz otuzsekiz olduğundan Hikmet-i
Kur'âniyeyi avrupa hükemasına karşı parlak bir surette gösterebilen ve
gösteren Risale-in-Nur Müellifi "Dâr-ül-Hikmet-il-İslâmiye"de Hik-
met-i Kur'aniyeyi müdafaa etmekle, hattâ ingilizin baş papazı sual ettiği
ve altıyüz kelime ile cevap istediği altı sualine altı Kelime ile cevap
vermekle beraber İnzivaya girip bütün gayretiyle Kur'ânın İlhâmâtından
Risale-i Nurun mes'elelerini iktibasa başladığı aynı tarihe tam tamına
Tevafukla remzen bakar.
ONÜÇÜNCÜ ÂYET:
ِ
ِ
ِ
Sûre-i Âl-i İmranda ِمْلعْل ا ف نو خسارلا و للّٰا َّلا ِ ه ا ُ َلي۪وْات م َلع َ ْ ُ َ ي ام و
َّ
ُ َ
َ َ
ُ ه َ
ONDÖRDÜNCÜ ÂYET:
ِ
ِ
ِ
ِ
Sûre-i Nisâ'da مهنم ِمْلعْلا ف ن وخسا رل ا ِن ِ كل Bu iki Âyet bu asra da
ٰ
َّ
ُ َ
ْ ُ ْ
hususî bakarlar.
Birincisinin meâli gösteriyor ki: Ehl-i dalâlet Müteşabihat-ı
Kur'âniyeyi yanlış te'vilat ile tahrifine ve şüpheleri çoğaltmasına
çalıştığı bir zamanda, İlimde rüsuhu bulunan bir tâife o Müteşabihat-ı
Kur'âniyenin hakikî te'villerini beyan edip ve Îman ederek o şübehatı
izâle eder. Bu küllî mânanın her asırda mâsadakları ve cüz'iyyatları var.
Harb-i umumî vasıtasiyle, bin senedenberi Kur'an aleyhinde terâküm
eden avrupa itirazları ve evhamları Âlem-i İslâm içinde yol bulup
yayıldılar. O şübehatın bir kısmı fennî şeklini giydi, ortaya çıktı. Bu
şübehatı ve itirazları bu zamanda def'eden başta Risale-in-Nur ve
Şâkirdleri göründüğünden, bu Âyet bu asra da baktığından Risale-in-
Nur ve Şâkirdlerine remzen bakmakla beraber