Page 254 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 254
256 ÎMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ
olmuş gelen rıbh-i ticaret. Lâkin Saadet odur: Külle ola
Saadet.
Lâakal ekseriyete olsa medar-ı necat. Nev'-i beşere
Rahmet nâzil olan şu Kur'an, ancak kabul ediyor bir tarz-ı
medeniyet;
Umuma, ya eksere verirse bir Saadet. Şimdiki tarz-ı
hazır, heves serbest olmuştur, heva da hür olmuştur, hayvanî
bir hürriyet.
Heves tahakküm eder. Heva da müstebiddir, gayr-ı
zarurî hacatı hevaic-i zarurî hükmüne geçirmiştir. İzale etti
rahat..
Bedavette bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet
yüz şeye muhtaç, fakir etmiştir. Sa'y-i Helâl, masrafa
etmemiştir kifayet.
Onda hile, harama beşeri sevketmiştir. Ahlâkın Esasını
şu noktadan bozmuştur. Cemaate hem nev'e vermiştir servet,
haşmet.
Ferdi, şahsı ahlâksız, hem fakir eylemiştir. Bunun
şahidi çoktur.
Kurûn-u ûlâdaki mecmu-u vahşet ve cinayet, hem gadr
ve hem hıyanet
Şu medeniyet-i habîse tek bir defada kustu. Midesi (*)
daha bulanır.
Âlem-i İslâm'daki istinkâf-ı manidar hem de bir cây-ı
dikkat.
Kabulde muzdaribdir, soğuk da davranmıştır. Evet
Şeriat-ı Garra'da olan Nur-u İlahî, hassa-i mümtazıdır:
İstiğna, istiklaliyet.
------------------
(*): Demek daha dehşetli kusacak. Evet iki harb-i umumî ile öyle kustu
ki: Hava, deniz, kara yüzlerini bulandırdı, kanla lekeledi…