Page 255 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 255
LEMEAT 257
O hassadır bırakmaz ki o Nur-u Hidayet, şu medeniyet
Ruhu olan Roma dehası ona tahakküm etsin. Onda olan
hidayet,
Bundaki felsefe ile mezcolmaz, hem aşılanmaz, hem
de tâbi' olamaz. İslâmiyet Ruhunda Şefkat İzzet-i İman,
beslediği Şeriat Kur'an-ı Mu'ciz-Beyan tutmuş Yed-i Beyzada
Hakaik-i Şeriat.
O Yemin-i Beyzada birer Asâ-yı Musa'dır. Sehhar
medeniyet, istikbalde edecek ona Secde-i Hayret...
Şimdi buna dikkat et: Eski Roma, Yunan'ın iki dehası
vardı; bir asıldan tev'emdi, biri hayal-âlûddu, biri madde-
perestti.
Su içinde yağ gibi imtizac olamadı. Mürur-u zaman
istedi, medeniyet çabaladı. Hristiyanlık da çalıştı, temzicine
muvaffak hiçbiri de olmadı.
Herbiri istiklalini filcümle hıfzeyledi. Hattâ el'an âdeta
o iki ruh, şimdi de cesedleri değişmiş, Alman Fransız oldu.
Güya bir nevi tenasüh başlarından geçmişti. Ey
birader-i misalî! Zaman böyle gösterdi. O ikiz iki deha, öküz
gibi reddetti
Temzicin esbabını. Şimdi de barışmadı. Madem onlar
tev'emdi, kardeş ve arkadaştı, terakkide yoldaştı; birbiriyle
döğüştü..
Hiç de barışmadılar. Nasıl olur ki aslı, hem madeni,
matlaı başka çeşit olmuştu. Kur'anda olan Nuru, Şeriat
Hidayeti..
Şu medeniyetin ruhu olan Roma dehası, birbiriyle
barışır hem mezc u ittihadı.