Page 239 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 239

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                                                   ADNAN OKTAR: "Bak diyor ki Cenab-ı Allah Al-i İm-

                                                 ran Suresi 120. ayette, "Size bir iyilik dokununca ta-
                                                 salanırlar"diyor. Adamın tansiyonu çıkıyor, ızdırap
                                                 duyuyor eğer bir iyilik dokunursa Müslümanlara. Me-
                                                 sela sen birisini seversen veya sıhhatli, sağlıklı olursan,
                                                 bir başarı kazanırsan, İslam'ı güzel ve güçlü yayar-
                                                 san, bol para kazanıyorsan, münafık buna haset

                                                 eder. Ama bunu tabii doğrudan "Ben haset ettim"
                                                 deme şeklinde değil de, huysuzluk yaparak, ahlak-

                                                 sızlık yaparak, pislik yaparak, Müslümanların arasını
                                                 açarak yapmaya çalışır. Münafığın en ziyade ra-
                                                 hatsız olduğu şey sevgidir. Sevgiyi çok kıskanır. Sev-
                                                 giye zarar vermek ister. İşte  "Ben herkesten üstü-
                                                 nüm. En üstün olan benim. En çok sevilmeye layık
                                                 olan benim" mantığında olur münafık. Ne diyor Sa-
                                                 miri?  "Onların görmediklerini gördüm ben" diyor.

                                                 Hepsinden daha akıllı olduğu kanaatinde. "Bu aklı
                   zayıf olanlar gibi mi olacağız?" diyorlar. "Bu sıradan akıllı insanlara mı uyaca-
                   ğız?", "Bunlar gibi mi olacağız?" diyorlar." (A9 TV, 23 Ocak 2016)



                     MÜNAFIĞIN 'SEVG  ARAYIŞI'NDA OLDUĞU  DD ASI YALANDIR;

                     MÜNAFIK, DAHA FAZLA AHLAKSIZLIK YAPAB LMEK  Ç N

                     SEVG  KAVRAMINI KULLANIR

                     Münafığın Müslümanları rahatsız edebilmek için ortaya attığı yalanlardan biri
                 de, sözde 'sevgi peşinde olduğu iddiası'dır. Öncelikle şu çok açık bir gerçektir ki,

                 Allah sevgisini bilmeyen hiçbir insan, gerçek, kalıcı ve samimi bir sevgi yaşayamaz.
                 Bu nedenle 'sevmek ve sevilmek' münafığın 'hiç bilmediği ve asla yaşayamayacağı'
                 duygulardır. Allah'a sevgisi olmayan münafığın, herhangi bir insanı içten bir duy-

                 guyla sevebilmesi asla mümkün değildir. Gösterdiği, sinsi ve sahtekar, çirkef, kavgacı,
                 saldırgan, züppe, sevgisiz ve küstah ahlakıyla, insanların da onu gerçek anlamda

                 sevebilmesi mümkün değildir. Ve münafık da zekasıyla içten içe bu gerçeği görebil-
                 mektedir. Bunun huzursuzluğu ve mutsuzluğu münafığın tüm hayatına hakim olur.
                     Sevgisizlik dolayısıyla yaşadığı tüm bu sıkıntıya rağmen, münafık yine de 'sevgi'

                 peşinde değildir. Onun için hayatta 'önemli olan şey sevgi değil, menfaatler'dir.
                 Münafık, asla sevgi gibi, kendisine çıkar sağlamayacağını düşündüğü bir konunun

                 peşinden koşmaz. Enerjisini, vaktini, oyunlarını böyle soyut birşey elde edebilmek
                 için harcamaz. Münafık, karşısındaki insanın kendisine ne sağlayabileceğine




                                                                                                             237
   234   235   236   237   238   239   240   241   242   243   244