Page 56 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 56
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
MÜNAFIĞIN KEND N KÜFRE
BEĞEND RME ÇABASI
MÜNAFIK, KEND NCE D N TEKDÜZE GÖRÜR
Münafıklar Müslümanların yanında oldukları süre boyunca sürekli olarak
Allah'tan, dinden, güzel ahlaktan bahsedilen ve Kuran okunan ortamlarda bulu-
nurlar. Ve Müslümanların arasında dinin tüm güzelliklerine ve iman edenlerin
güzel ahlakına tanıklık ettikleri halde, dinden yana kalpleri taş gibi olduğu için,
tüm bunlardan bir an bile olumlu anlamda etkilenmezler. Şeytanın anarşi ve kar-
gaşayla dolu karanlık dünyasına duydukları hayranlıkla dini kendilerince 'sade ve
tekdüze' görürler. Münafıklar için asıl cazip olan, 'kargaşanın, çıkarcılığın, sevgi-
sizliğin, sahtekarlıkların hakim olduğu, herkesin birbirini aldattığı ve birbirinden
nefret ettiği küfri yaşam tarzı'dır. Son derece ürkütücü olan bu şeytani yapıya ve
o hayatı yaşayan inkarcılara -haşa- Allah'a tapar gibi tapar, bütün güçleriyle onların
karanlık dünyası içinde kendilerine bir yer edinmek için uğraşıp dururlar.
Ayrıca münafıklar ahirette alacakları karşılığı değil, dünyada elde edebilecekleri
çıkarları önemli görürler. Dolayısıyla kendi zayıf ve şeytani akıllarınca, dinin bu
yönüyle kendilerine hiçbir çıkar kazandırmayacağını düşünürler. Dini yaşadıkla-
rında çevrelerindeki insanlara sükse ve gösteriş yapamayacakları kanaatinde-
dirler. Allah dini, insan fıtratına en uygun ve en rahat bir yaşam tarzı olarak yarat-
mıştır, bu yüzden din kolay ve sadedir. Münafık ise 'küfrün karmakarışık felsefi
söylemlerine, süslü ve nereye varmak istediği bir türlü anlaşılmayan entel ko-
nuşmalarına, kendilerini çok bilge ve sofistike insanlar gibi gösterme çabalarına'
derin bir hayranlık duyar.
Münafık, istediği bu şeytani beklentilerinin hiçbirini dinin içinde bulamaz.
Dini kendince çok sade ve tekdüze bulur (İslam'ı tenzih ederiz). Dolayısıyla ken-
disine sükse kazandıracak olanın, onlar gibi dinden uzak konuşmalar yapıp,
54