Page 93 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 93

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                 bir dost olabilirse, onların küfürde ona sunacakları imkanlardan da o kadar iyi
                 istifade edebilecektir. Böylece küfürde, kendine o oranda çıkar sağlayabilecek, o
                 kadar iyi bir itibar ve çevre elde edebilecek ve bunun sonucunda da kendince is-

                 tediği hayata o kadar yaklaşmış olacaktır.
                     İşte bu kirli hayallerine ulaşmanın yolunun 'Müslümanlardan elde edeceği

                 bilgilere ulaşmak olduğuna' inanan münafık, gününün büyük bölümünü 'Müslü-
                 manları izleyerek' geçirir. Allah Kuran'da münafıkların bu sinsi yöntemini "Onlar
                 sizi gözetleyip-duruyorlar..." (Nisa Suresi, 141) ayetiyle haber vermiştir. Münafık

                 sabahtan akşama kadar Müslümanların peşinde dolaşarak onların 'neler yapıp et-
                 tiklerini, nelerden bahsettiklerini, kimlerle neler konuştuklarını' öğrenmeye ça-

                 lışır. Nerede birkaç kişinin sohbet ettiğini görse, hemen bir bahaneyle oraya
                 gidip yanlarında durmaya çalışır. Birinin telefonda konuştuğunu duysa, hemen
                 oraya yaklaşıp başka bir iş yapıyormuş gibi davranıp anlatılanları dinlemeye

                 uğraşır. Bilgisayarında biriyle yazışan birini gördüğünde, yine orada işi varmış
                 gibi yaparak, tam da bilgisayarın ekranını görebileceği şekilde durup yazılanları
                 okumaya çalışır. Fark ettirmeden bir Müslümanın telefonunu alıp, rehberindeki

                 isim ve telefon numaralarının kopyasını kendisine alır. Ya da sadece kısa birşeye
                 bakacağını söyleyip bir Müslümanın bilgisayarını kısa bir süre için ödünç alıp,
                 içinde neler olduğuna bakmayı amaçlar. Akşama kadar münafığın sinsi gözetlemesi

                 bu şekilde sürüp gider. Sonrasında ise münafık gizlice küfürdeki dostlarıyla bağ-
                 lantıya geçer ve -küçük büyük- gün boyunca şahit olduğu her şey hakkında edindiği

                 bilgileri onlara aktarır.
                     Müslümanlar zaten hayatlarıyla, ahlaklarıyla, yaptıkları hayırlı faaliyetleriyle
                 şeffaf bir hayat yaşayan, toplumdaki herkesin iyiliğini düşünen temiz insanlardır.

                 Dolayısıyla da gizlileri saklıları yoktur. Tüm hayatları, amaçları, çabaları zaten
                 ortadadır. Bu nedenle münafığın elde ettiği bilgiler, münafık ne kadar istese de,

                 Müslümanların aleyhine bir sonuç getirmez.
                     Ancak münafık şeytani bir eylem yapabilmiş olmanın verdiği kendine güven
                 ve küfürdeki dostlarının gözüne girebilmiş olmanın heyecanıyla, bu yaptıklarından

                 dolayı kendi kendine sevinir. Oysaki şeytanla ve küfürle yaptığı her işbirliği dün-
                 yada da ahirette de onun aleyhine olacaktır. Müslümanlar ise, münafığın tüm
                 sinsi oyunlarına ve tuzaklarına rağmen mutlaka galip geleceklerdir. Allah bir

                 ayette inkar edenlere Müslümanların aleyhinde kesinlikle yol vermeyeceğini şöyle
                 bildirmiştir:

                     Allah, kıyamet günü aranızda hükmedecektir. Allah, kafirlere müminlerin
                     aleyhinde kesinlikle yol vermez. (Nisa Suresi, 141)





                                                                                                             91
   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98