Page 89 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 89
ad nan o k t ar (haru n y ahy a)
ADNAN OKTAR: "Münafıklar buna çok dikkat
eder, mesela gelir "Seni çok seviyorum, çok saygı
duyuyorum" der. Sonra gelir yılan gibi konuşmayı
dinlemeye başlar. Amacı orada konuşulanları
dinlemektir. O konuşmanın içinde onun aleyhine
bir şey çıkacak mı? İhbar edeceği, bilgilendire-
ceği bir şey var mı? Veya o devrin derin devletine,
o devrin küfür yapısı kimse mesela Firavun dev-
letine ya da Nemrut devletine bildireceği bir bilgi
var mı ona bakar. Onun için münafıklar Müslü-
manlara yapışmış gibi gezerler. Hiç ayrılmak is-
temez münafıklar, bir istihbarat çıkacak, bir bilgi
çıkacak diye.
Peygamberimiz (sav)'in yanına 'katip' olarak geliyor adam. Yapışmış gibi,
gece kalkıyor Peygamberimiz (sav), o da kalkıyor. Peygamberimiz (sav) ye-
meğini yiyor, o da oraya geliyor. Amacı istihbarat toplamak. Peygamber (sav)
bir şey konuştuğunda onu küfre iletmek. Şeytanlığa bak, Allah'tan korkma-
manın şiddetine bak. Vahiy gelen bir Peygamber olduğunu görüyor; eli yüzü
tertemiz, nur gibi, dünyanın en efendi insanını görüyor. Alçağa bak, pislik
müşriklere, o devrin alçaklarına, katillerine, kahpelerine haber götürmek için
çektiği çileye bak sen. Nelere katlanıyor, uykusuz kalıyor ama buna rağmen
gece kalkıyor Peygamber (sav)'in yanına geliyor. "Fedakarlık yaptım, onu çok
sevdiğim için geldim" diyor. Sevdiğin için gelmiyorsun, oradan istihbarat top-
lamak için geliyorsun." (A9 TV, 26 Ocak 2016)
konuşulmayacağını düşündükleri daha 'özel ve gizli konulardan' haberdar olabil-
meyi umuyorlardı. Allah Kuran'da münafıkların bu 'sinsice süzülerek gizli gizli
giriş çıkışlarını' Müslümanlara, "Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları
gerçekten bilir" sözleriyle haber vermiş ve münafıkların bu 'istihbaratçı kişiliklerini'
vurgulamıştır:
Elçinin çağırmasını, kendi aranızda kiminizin kimini çağırması gibi say-
mayın. Allah, sizden bir diğerinizi siper ederek kaçanları gerçekten bilir.
Böylece onun emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet et-
mesinden veya onlara acı bir azabın çarpmasından sakınsınlar. (Nur Suresi,
63)
87