Page 55 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 55

BİRİNCİ MAKALE                                                                                             57



            cinayet-i azîm etmiş olur. Zira bu, Sadakat değil, hıyanettir."

                   Eğer ümmisin Fetvayı okuyamıyorsun, bizim hem-asrımız ve
            fikren  Biraderimiz  olan  Hüseyn-i  Cisrî'nin  sözünü  dinle!  Zira
            yüksek  sesle  münkir-i  küreviyeti  tehdid  ettiği  gibi,  Hakikat
            kuvvetiyle  pervasız  olarak  der:  "Kim  Dine  istinad  ile,  himayet
            yolunda müdevveriyet-i arzı inkâr eder ise sadîk-ı ahmaktır, adüvv-ü
            şedidden daha ziyade zarar vermiş olur."

                   Eğer  bu  yüksek  sesle  senin  yatmış  olan  Fikr-i  Hakikatın
            uykudan  kalkmadıysa  ve  gözün  de  açılamadı;  İbn-i  Hümam  ve
            Fahr-ül İslâm gibi Zâtların ellerini tut, İmam-ı Şafiî'ye git, istifta
            et, de ki:

                   "Şeriatta vardır: Bir vakitte beş vaktin Namazı kılınır. Hem
            de bir kavim vardır, Yatsı Namazlarının vakti bazı vakitte yoktur.
            Hem  de  bir  kavim  vardır:  Güneş  çok  günlerde  gurub  ve  çok
            gecelerde tulû' etmez; nasıl Oruç tutacaklar? Hem de istifsar et ki:

            Şartın  tarif-i  şer'îsi  olan  sair  Erkâna  mukarin  olan  şeydir.  Nasıl
            Namazda  şart  olan  İstikbal-i  Kıbleye  intibak  eder.  Halbuki  yalnız
            Kıyam ve yarı Kuudda mukarenet vardır?"

                   Emin  ol,  İmam-ı  Şafiî  mes'ele-i  ûlâyı  şarktan  ve  garbdan
            geçen dairenin müdevveriyetiyle tasvir edecektir. İkinci ve üçüncü
            mes'eleyi  dahi,  cenubdan  şimale  mümted  olan  dairenin
            mukavvesiyetiyle  tatbik  edecektir.  Bürhan-ı  Aklî  gibi  cevab
            verecektir.  Hem  de  Kıble  mes'elesinde  diyecek:  "Kıble  ve  Kâ'be
            öyle  bir  Amud-u  Nuranîdir  ki;  Semavatı  Arşa  kadar  takmış  ve
            nazmedip  Küre-i  Arz'ın  tabakatını  ferşe  kadar  delerek  Kâinatın
            muntazam  bir  Amud-u  Nuranîsi  olmuştur.  Eğer  gıtâ  ve  perde
            keşfolunsa,
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60