Page 58 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 58
60 MUHÂKEMAT
Göreceksin nasıl hayalât, zahirperestleri havalandırmış. Bu Hadîsi
mahamil-i sahihadan çevirmişlerdir. İşte vücuh-u sahiha üçtür:
Nasıl Sevr ve Nesir ve İnsan ve diğeriyle müsemma olan
Hamele-i Arş, Melaikedir. Bu Sevr ve Hut dahi, öyle iki Melaikedir.
Yoksa Arş-ı A'zamı Melaikeye; küreyi, küre gibi Himmete muhtaç
olan bir öküze tahmil etmek, Nizam-ı Âleme münafîdir. Hem de
Lisan-ı Şeriattan işitiliyor: Herbir nev'e mahsus ve o nev'e münasib
bir Melek-i Müekkel vardır. Bu münasebete binaen o Melek o nev'in
İsmiyle müsemma, belki Âlem-i Melaikede Onun suretiyle
mütemessil oluyor... Hadîs olarak işitiliyor: "Her akşamda güneş
Arşa gider, Secde eder. İzin alıyor, sonra geliyor." Evet şemse
müekkel olan Melek; ismi şems, misali de şemstir. Odur gider, gelir.
Hem de Hükema-i İlahiyyun nezdinde herbir nev'i için hayy ve nâtık
ve efrada imdad verici ve müstemiddi bir mahiyet-i mücerrede
vardır. Lisan-ı Şeriatta Melek-ül Cibal ve Melek-ül Bihar ve Melek-
ül Emtar gibi isimler ile tabir edilir. Fakat tesir-i hakikîleri yoktur.
Müessir-i Hakikî yalnız Zât-ı Akdes'tir.
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
للّا َّلاا نوَكلا ف رثءوم لا ذا
َ
ُ ٰ
ْ
ْ ْ
َ ّ َ ُ
Esbab-ı zahiriyenin vaz'ındaki Hikmet ise: İzhar-ı İzzet ve
Saltanat tabir olunan Dest-i Kudret perdesiz daire-i esbaba mün'atıf
olan nazara karşı, zahiren umûr-u hasise ile mübaşeret ve mülabeseti
görülmemektedir. Fakat Daire-i Akide denilen Hak ve Melekûtiyette
herşey Ulvîdir. Dest-i Kudretin perdesiz mübaşereti İzzete
münasibdir.
ِ
مي لعْلا ِزي زعْلا ري دقت كلذ
ِ
َ ٰ
ْ َ
َ
َ
ُ