Page 56 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 56
58 MUHÂKEMAT
hatt-ı şakul ile senin gözünün şuaı, Namazın herbir hareketinde Ayn-
ı Kıble ile temas ve musafaha edecektir.
Ey Birader!.. Eğer sen zannettiğim adamlardansan, acib
hülyaların âlem-i hayalden başka bir yer bulamadığından bir kıymeti
yoktur. Tâ Kalbe girebilsin. Sen de inanmıyorsun, nefsini kandıra-
mıyorsun; fakat sapmışsın. Eğer o hayalâta açık ve Hakikata kapalı
olan Kalbinizde pek çok defa mütehayyilenizden daha küçük olan
küre-i arz yerleşmez ise tevsi-i zihin için nazarın ufkunu genişlettir.
Bir meclis hükmünde geçinen arzın sâkinlerini gör, sual et. Zira ev
sahibi evini bilir. Onlar umumen müşahede ve tevatür ile bir lisanla
sana söyleyecekler: "Yahu!.. Bizim beşiğimiz ve Feza-yı Âlemde
şimendiferimiz olan küremiz o kadar divane değildir. Ecram-ı
Ulviyede cari olan Kaide ve Kanun-u İlahîden şüzuz ve serkeşlik
etsin." Hem de delail-i mücesseme-i musattaha olarak haritaları
ibraz edecektir.
İ ş a r e t : Nizam-ı Hilkat-ı Âlem denilen Şeriat-ı Fıtriye-i
İlahiye; Mevlevî gibi cezbe tutan meczub ve misafir olan küre-i arza,
güneşe iktida eden safbeste yıldızların safında durup itaat etmesini
Farz ve Vâcib kılmıştır. Zira zemin , Sema ile beraber
ِ
َٓ
ي عئا ان َط يتَا demişlerdir. Taat ise, Cemaat ile daha efdal ve daha
ْ َ َ
َ
ahsendir.
Elhasıl: Sâni'-i Âlem, arzı istediği gibi ve Hikmeti iktiza
ettiği gibi yaratmıştır. Sizin -ey ehl-i hayal!..- teşehhi ile istediğiniz
gibi yaratmamıştır ; Akıllarınızı Kâinata mühendis etmemiştir.