Page 213 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 213

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 215

           Cenab-ı Hak'tan istedim ve dedim ki: "Öyle bir Üstada rast gelsem söz
           veriyorum ki, ona tam Hizmetkâr olacağım."

                  İşte ben bu halde ve bu niyazda iken, o gece gayet şirin ve güzel,
           bilmediğim bir şehirde gayet güzel, dünyada misli bulunmaz zînetli bir
           at üstünde, siz Üstadımı ona binmiş, garbdan şarka doğru beş-altı metre
           yüksekte, şehrin üstünde uçarken Selâmınıza durduk. Selâmınızı aldık.
           O  esnada  uyandım.  Şehadet  getirdim.  Şükrettim  ki,  istediğim  Üstadı
           bulacağım. İki ay sonra ziyaretinize geldim.

                  İkinci  Vakıa:  Rü'yada  bir  şehirde  gayet  kesretli  askerler  ve
           cephane görüyorum. Biz de, güya o askerlerdeniz. Dedim: "Ya Rabbi bu
           askerlerin Kumandanı kimdir?" Niyaz ettiğim vakit karşımızda yüksek
           bir saray zuhur etti. O sarayın içerisine girdim ki, Kumandanı göreyim.
           Baktım ki, parlak bir çay akıyor. O çayı takib ettim. Baktım, şubelere
           ayrılıyor.  Devam  ettim.  Tâ  menba'ına  kadar  gittim.  O  askerlerin
           Kumandanı,  o  suların  sahibini  buldum.  Yani  Üstadımızı,  iki  adamla
           başında Namaz kılarken gördüm. Ben de o sudan Abdest aldım. Namaza
           dâhil oldum. Kalbimin hareketiyle, dilimin şehadetiyle uyandım. Cenab-
           ı Hakk'a şükrettim ki Üstadımızı bize gösterdi.

                                                         Hizmetkâr ve Talebeniz
                                                                                               Mustafa
                                           * * *

                  (Hulusi Bey'in fıkrasıdır)

                  Bu  hafta  Otuzbirinci  Mektub'un  Yedinci  Lem'ası  ile  Üçüncü
           Lem'asını, Hazine-i Mektubat'a ilâve ve muhibban ve müştakana tilavet
           eylemekle, Vesatat-ı Âliyenizle, bir Lütf-u Azîm-i İlahîye daha mazhar
           olduğumdan dolayı Kerim, Rahîm, Bâki-i Zülcelal'e yüzbinler hamd ve
           şükür eylemekte ve Sevgili Üstadımı Rıza-yı Samedanîsine ve Vazife-i
           Meşkûre-i  Maneviyesinde devamlı, nüfuzlu,  şümullü muvaffakıyetlere
           mazhar  buyurmasına  abîdane  Tazarru'  ve  Niyazlarda  bulunmaktayım.
           Bu bîçare ve isyankârdan çok Dua beklediğinizi emir buyuruyorsunuz.
           Ben o Dergâh-ı Âlîye ancak bir nevi İ’cazının izharına Fahr-ül Âlemîn,
           Habib-i Rabb-ül Âlemîn, Seyyid-ül Mürselîn Sallallahü Teâlâ Aleyhi ve
           Sellem  Efendimiz  Hazretlerinin  en  büyük  Mu'cizesi  olan,  tâ  Kıyam-ı
           Saate    kadar    Hükmü    ve    İ’cazı    bâki    olacağına    İman    ettiğim
           Kur´ân ' ın       Nurları        delaletiyle        ve       Üstadımın      mübarek
   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218