Page 233 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 233
BARLA LÂHİKASI 235
bilemiyorum. Bazan o Risale-i Nur'un Envârına karşı ihtiyarım elimden
gidiyor. Gafletli geçmiş zamanımı düşündükçe mahzun ve mükedder
bulunuyorum. Bu Nurları bulduktan sonra istikbalimi gördükçe kahkaha
ile gülüyorum, ferah oluyorum ve müferrah oluyorum. Onbeş senedir
böyle bir Hizmeti arzu ediyordum. Dünyanın çok safahat-ı hayatını ve
zevkiyatını gördüm. Bu Ebede karşı arzuyu tatmin ve işba'
etmiyordular.
İşte tam o arzuyu tatmin ve temin edecek gıdayı Risale-i Nur'da
ِ
للّٰ
buldum, دم حْلَا. Şimdiye kadar nefsim dünyanın zahirî zevklerine
ه
َ ُ ْ
kapılmış ve beni diğer bir Âlemin zindanlarına kadar sevk etmeyi
kurmuş ve bir derece muvaffak olmuştu ve bana binmişti. Şimdi
۪
دق َ ءشَ َ ِّ ع ٰ ل ِلُك َ وه و olan Cenab-ı Mevlâ ve Tekaddes Hazretle-
ري
َ ُ َ
ْ
rine hadsiz hamd ve şükrediyorum ki, Said isminde bir Zâtın vasıtasıyla
Esrar-ı Kur´âniyeyi benim imdadıma yetiştirdi. Nefs-i emmarenin o
beliyyesinden kurtuldum. Onbeş senedir Hakikata giden yolu aramak
için, çok kapılar çaldım. Çoklarında dünyaya aid zînetleri gördüğümden
ِ ِ
geri çekildim, fakat حْلا للّٰ tam bir kapı buldum. Cenab-ı Hak beni o
م
د
ه
َ ْ
kapıya tam Hizmetkâr yapıp sebat versin. Bu zulmetli asırda Hakaik-i
İmaniyenin Envârını neşreden Risale-i Nur, ne derece parlak olduğu ve
herkese menfaatli bulunduğu inkâr edilmez. İnkâr edilse bilmemezlikten
ve anlamamazlıktandır. Anlayana sivrisinek saz gelir, anlamayana davul
zurna az gelir. Cenab-ı Hak gözlerimizin perdelerini kaldırsın, Hakaikı
ِ
hakkıyla bize göstersin, يمٓا.
َ
Babacan Mehmed Ali
* * *