Page 238 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 238
240 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
izhar ettiği gibi, Risale-i Nur Talebelerine karşı Himmet ve Duasıyla
fazla meşgul olduğunu fehmediyorum.
Ümmi Talebeniz
M u s t a f a
* * *
(Hâfız Ali'nin fıkrasıdır)
Muhterem Üstadım!
Birinci, İkinci Sözler çok ellerde dolaştıkları için, okunmaz bir
halde idiler. Keza istinsah ettim. Kalbime geldi ki, "Acaba şu İslâm ve
İman hücceti olan Sözler'de bir Sırr-ı Tevafuk var mı?" diye baktım,
ِ
gördüm, ۪ بر ِلض ف نم اَذ ه ِ ِ ه ُ ْ َ ْلَا dedim. Anladım ki, Risalelerde
للّٰ دمح
ٰ
َ ْ
ِّ َ
ْ
umumiyetle bir Kitle-i İ’caz ve Şems-i Sermedî'nin sönmez bir Ziya-yı
Hakikatı görünüyor. Nasılki Kur´ân-ı Hakîm bütün dünyaya, ins ve
cinne bin küsur seneden beri nida edip, düşmanlarını iskât ve dostlarını
müferrah edip, hükmü Kıyamete kadar bâkidir. Öyle de, Kur´ân-ı
Hakîm'in hakikî Müfessiri olan Risale-i Nur ve Eczaları, bu zulümatlı
perdelerin altından kendilerini gösterip Neşr-i Envâr ettikleri gibi,
ِ
ا
للّٰ
ءآش نا bir zaman olacak zulümat perdelerini yırtarak, bütün
ْ َ
ُ ه
َ
dünyaya hitab edip, Kur´ân-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın Mu'cize-i Bahiresini
ِ
ما
isbat edecektir. Cenab-ı Hak ي ِ ِمو ْلا ق َ ْ ي ٰ لا Neşr-i Envâra Hizmet eden
َ
Hâdimlerinin teksirini ihsan buyursun.
Hâfız Ali
* * *