Page 120 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 120
118 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
onlar hayır biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye
uyarız derler. Peki ya atalarının aklı bir şeye ermez ve
doğru yolu da bulamamış iseler?” (Bakara Suresi, 170)
“Onlara 'Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin' denildiğin-
de 'Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter'
derler. (Peki) ya ataları bir şey bilmiyor ve hidayete
ermiyor idiyseler?” (Maide Suresi, 104)
Görüldüğü gibi kendilerine tebliğ yapılan bu kişiler atalarının
dinini siper edinerek, anlatılanları kabullenmemektedirler. Buradan
da anlaşıldığı gibi atalarının dini son derece köklü yerleşmiş bir
yapıya sahiptir. Bu yapının içinde bir Allah anlayışı da vardır, ancak
elbette ki bu anlayış önceki bölümlerde de detaylı olarak anlattığı-
mız gibi Kuran'da bildirilen gerçeklerden çok uzaktır. Burada yine
şeytanın faaliyeti devrededir. Kuran'da Allah'ın haber verdiği, "...
aldatıcılar da sizi Allah'ın adıyla kandırmasın" (Lokman
Suresi, 33) şeklindeki ayet, şeytanın kullandığı bir taktiği ortaya
çıkarır. Bu taktik, insanların şeytanın telkiniyle yaptıkları şeyleri din
adına, Allah adına yapılıyormuş gibi göstermektir. Allah bu durumu
şöyle haber verir:
Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelir-
se, Biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız';
artık bu, onun bir yakın dostudur. Gerçekten bunlar
(bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, ken-
dilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar. (Zuh-
ruf Suresi, 36-37)
Ataların dinindeki insanların durumu işte böyledir. Önde gelen-
lerin durumu da bunlardan farklı değildir. Ayrıca önde gelenler, din