Page 118 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 118
116 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
melidir, örneğin "... İki şehirden birinin büyük bir adamına
indirilmeli değil miydi?" (Zuhruf Suresi, 31) Önde gelenler, bek-
lentilerine uymayan, üstelik de atalarının diniyle uzaktan yakından
benzeşmeyen bir dinle gelen Resulü şöyle itham ederler:
"... Gerçekte biz seni açıkça bir şaşırmışlık ve sapmışlık
içinde görüyoruz..." (Araf Suresi, 60)
Tüm bunların yanında, Hz. Salih (as)'ı "... Senin ve seninle
birlikte olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık..." (Neml
Suresi, 47) diyerek uğursuzlukla; Hz. Musa (as)'ı "Yoksa ben,
şundan daha hayırlı değil miyim ki, o aşağı (sınıftan) bir
zavallı ve neredeyse (sözü) açıklamaktan yoksun olan
(biri)dir" (Zuhruf Suresi, 52) diyerek zaafiyetle suçlamışlardır.
Şüphesiz ki, tarihte bu suçlamaların örnekleri çok fazladır,
ancak burada ele aldıklarımız en temel olanlarıdır. Tebliğ yapanlara
mutlaka nefret ve şiddet kullanmaya çalışarak karşı koymaya çalı-
şanlar olacaktır. Kuran'da bize bu tür insanlara ne şekilde karşılık
vereceğimizi Allah detaylı bir şekilde tarif etmektedir. Kitabın ilk
bölümlerinde bu konuda ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
4. Atalarının Dinini Şiddetle Savunmaları Ve
Müminleri De Bu Dine Döndürmeye Çalışmaları
“İşte böyle, senden önce de bir memlekete bir elçi gön-
dermiş olmayalım, mutlaka onun refah içinde şımarıp
azan önde gelenleri (şöyle) demişlerdir: 'Gerçekten biz
atalarımızı bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğru-
su biz, onların izlerine uymuş kimseleriz.' (O peygam-
berlerden her biri de şöyle) demiştir: 'Ben size ataları-