Page 72 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 72
70 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
1. Tebliğe Uygun Kişiyi Teşhis Edebilmek
Tebliğ yapan bir kişinin öncelikle bilmesi gereken şey her tebliğ
yaptığı kişinin ilk anda iman etmeyebileceğidir. İnsanlar gerek o ana
kadar aldıkları eğitim, gerekse çevrelerinin etkisi nedeniyle kendi-
lerine yapılan bu tebliğe olumsuz tepki verebilir, hatta dinlemeyi
dahi reddedebilirler. Her insan doğruyu ve hakkı duyduğu anda
iman etmeyebilir. Bu nedenle de tebliğ yaparken ilk yapılması gere-
ken şey fıtraten dine, güzel ahlaka eğilimi olan,vicdanlı kişileri seç-
mektir. Buna karşın, sevgisiz, katı ruhlu, güzel ve doğru söze karşı
vicdanı kapalı, kendini beğenmiş, kibirli tavırlar sergileyen bir kim-
seye tebliğ yapmaya çalışmanın bir önceliği yoktur. Elbette müslü-
man ulaşabildiği her insana dini anlatmak ve tebliğ yapmakla sorum-
ludur. Allah Hz. Musa (as)’a Firavun’a bile tebliğ yapmasını, tebliğ
yaparken yumuşak söz söylemesini ve bu yöntemin Firavun’un
kabinde bir etki meydana getirmesinin umulabileceğini belirtmiştir.
Ancak müslüman tebliğ yaparken vicdanlı, güzel huylu, hakkı ve
doğruyu görüp uygulamaya yatkın bir insanı, güzel söze kapalı,
inkarında direten ve ısrarla vicdansızlık yapan bir insandan daha
önde tutar. Tümüne Allah’ın dinini anlatır ama öncelikli olarak vak-
tini dine yatkın olan kişiye ayırır. Nitekim Allah Ala Suresinin 10.
ayetinde öğüt alıp düşünecek olan yani müslümanın tebliğde önce-
lik vermesi gereken kişiyi şu şekilde tarif etmiştir:
“Allah’tan içi titreyerek korkan öğüt alıp düşünür.”
(Ala Suresi 10)
Allah, bir başka ayetinde de şöyle buyurur: