Page 73 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 73

Harun Yahya (Adnan Oktar)              71


             Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve
             arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
             Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete

             erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere
             (söz) dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır.
             (Neml Suresi, 80-81)
             Bir başka surede yine iman edecek ve etmeyecek olanlar ara-
          sındaki farkı Allah şöyle bildirir:
             Andolsun, onların çoğu üzerine o söz hak olmuştur;

             artık inanmazlar. Gerçekten Biz onların boyunlarına,
             çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden
             başları yukarı kalkıktır. Biz önlerinde bir sed, arkaların-
             da bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık gör-
             mezler. Kendilerini uyarsan da, uyarmasan da onlar için
             birdir; inanmazlar. Sen ancak, zikre (Kur'an'a) uyan ve
             gayb ile Rahman olan (Allah')a (karşı) içi titreyerek
             korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağış-
             lanma ve üstün bir ecirle müjdele. (Yasin Suresi, 7-11)

             Mümin, tebliğ yapmaya karar verirken, bu kıstaslara göre
          düşünmek durumundadır. Eğer muhatap olduğu kişide herhangi bir
          vicdan ya da samimiyet işareti görmüyorsa, tebliğde ısrar etmek
          zaman kaybı olacaktır. Çünkü birçok ayette vurgulandığı gibi, insan-
          ların çoğu iman etmezler. Müminin görevi tüm insanları doğruya ve

          hakka davet etmek ancak davet ettiği kişiler içinde vicdanlı ve güzel
          ahlaka yatkın olanları birinci plana alarak onların hidayetine vesile
          olmaktır.
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78