Page 75 - Ehl-i Sünnetin Önemi
P. 75

ADNAN OKTAR

            emretti¤ini emrediyor ve O'nun size yasaklad›klar›ndan neh-
            yediyorum." sözü, O'nun hatadan korunmufl oldu¤unun bir
            delilidir.
              Hz. Peygamber (sav)'in tebli¤ ile ilgili haberlerinde masum
            oluflu, bütün sünnet çeflitlerinin delil oldu¤unu ispat etmede,
            tek bafl›na bize yetmektedir. Çünkü her biri asl›nda tebli¤dir.
            Hz. Peygamber Efendimiz (sav)'in hayat›n›n tamam›, ‹slam'›n
            rükünlerini oluflturur. Sosyal yaflant›s›, aile hayat›, arkadafllar›,
            savafllar›, yeme içmesi vs hepsi dinin içersinde ve dini aç›klayan
            ümmete örnek teflkil eden davran›fllar bütünüdür.
              Hz. Peygamber (sav)'in tebli¤e ait haberlerin d›fl›nda, tebli¤i
            zedeleyecek fleylerden korunmufl olmas›, onun bütün bu fiil,
            tasvip, emir ve tavsiyeleri ve nehiylerinin de bizzat delil olma-
            s›n› gerekli k›lmakta, bunun için baflka bir habere ihtiyaç duyul-
            mamaktad›r. Kutlu Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) hata
            yapmaktan korunmufltur, ‹smet makam› ile flereflendirilmifltir.
              ‹kinci delil: Sahabenin, Hz. Peygamber (sav)'in
              sünnetine sar›lmalar›n› Allah (cc)'›n tasvip ve

              tasdik etmesi
              Peygamber Efendimiz (sav), ümmetini sünnetine sar›lmaya
            teflvik edip onlar›, kendisine muhalefetten sak›nd›r›yordu. Sa-
            habe-i Kiram da her konuda Peygamberimiz (sav)'in emrine
            kat›ks›zca itaat ediyor, O'na uyuyor, bütün söz, fiil ve tasviple-
            rinde kendisine tabi oluyordu. O'ndan (sav) gelen her fleyi ita-
            at gerektiren konular olarak al›yor ve her hareketini dini birer
            delil olarak alg›l›yorlard›.
              Dünyevi meselelerde içtihat gerektiren bir konu oldu¤unda
            da bunun niçin ve nas›l oldu¤u konusunda Peygamber Efendi-
            miz (sav)'e dan›fl›p, istiflare ediyorlard›.
              Bazen de bir hüküm kendileri taraf›ndan anlafl›lmay›nca, hik-

                                      73
   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80