Page 142 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 142
Münafıklıkla Mücadelenin Önemi
ADNAN OKTAR: Bir de mantık geliştirir, ukala olur
münafık, hep burnunun doğrultusuna giderler. Yani her
şeyi en iyi bilen oldukları kanaatinde oluyorlar. Bakın
diyor ki Al-i İmran Suresi 168. ayette: "Onlar, kendileri otu-
rup kardeşleri için: "Eğer bize itaat etselerdi, öldürül-
mezlerdi" diyenlerdir..." Yani başı belaya girmezdi, sıkıntıya
girmezdi, önce ayrılmış münafık, bak kardeşlerini bırakmış
münafık, ayrılmış. Uyanık olduğu kanaatinde. Uyuz keçi gibi bir
enaniyet ve şeytani bir gıcıklık vardır münafıklarda. "Onlar,
kendileri oturup kardeşleri için: "Eğer bize itaat etseler-
di, öldürülmezlerdi" diyenlerdir..." "Ne başına bela gelirdi,
tutuklanmazdı, canı yanmazdı, hiçbir şey olmazdı" diyor, "yanı-
ma gelseydi. Ama söylemediler. Dinlemediler, anlamadılar.
Etraflarına bunu söylemeleri lazımdı. Anlamaları lazımdı.
Vazgeçmeleri lazımdı, yanıma gelmeleri lazımdı." "... De ki:
"Eğer doğru sözlüler iseniz, ölümü kendinizden savın
öyleyse." "Münafıkları bekleyen ölümü o zaman", Allah "dur-
durun" diyor. Ki münafıkların en çekindiği şey nedir biliyor
musun? Ölmekten çok korkar münafıklar. Gece gündüz en
büyük dertleri budur. Çünkü ahlaksız ve aşağılık olduklarını bil-
dikleri için her şeyde ölüm korkusu içindedirler. En ufak bir
şeyde. Her an ölümün üstlerine geleceğinden çekinirler.
Mesela diyorlar ki Hz. Musa (as) devrinde. Bakın şimdi iki ayrı
karakter. Bakara Suresi 67. ayette: "Hani Musa kavmine:
"Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor...",
herhangi bir sığırı alın, kurban edin diyor. "... Bizi alaya mı
alıyorsun?" dediler..." Tam züppece çakal üslubu.
140