Page 144 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 144

Münafıklıkla Mücadelenin Önemi




            diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası
            dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz
            şeyi yerine getirin" dedi..." Artık konuyu bitirin diyor. Şimdi
            münafık tıyneti ya, illa ki detay olacak, daha da fazla detay ola-
            cak, doymuyor. "(Bu sefer) dediler ki: "Rabbine adımıza
            yalvar da, bize rengini bildirsin..." Tam münafık kafası.
            Yani sade bir dini münafık asla kabul etmez. Zor bir din
            ister. Ne kadar zor, ne kadar yaşanmaz bir din olursa o
            kadar iyidir münafık için. Yapacağından değil, sırf şey-
            tanlık olsun. "...O: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini
            ferahlatan sarı bir inektir" dedi."  Sarı renkli bir inektir
            diyor, rengini de söylüyor. "(Onlar yine:) "Rabbine adımı-
            za yalvar da..." Bakın münafık inatçılığı ve azgınlığını görüyor
            musun ukalalığını, kararlılığını. Yani illa ki yalancı çıkaracak ya
            kendi düşük aklınca. İlla ki Allah'ın hükmünü beğenmeyecek
            haşa, illa ki Peygamberin hükmünü beğenmeyecek, illa ki itaat-
            sizlik de diretecek.  "... Bize onun niteliklerini açıklasın.
            Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer..." Bak ukalalık
            yapıyorlar. Bütün münafıklar ukaladır ve dikbaşlı ve gıcıktırlar.
            "... Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer..." Allah bil-
            miyor, haşa, kendi kafalarına göre, Peygamber de bilmiyor.
            Bunlar biliyorlar haşa. "... İnşaAllah (Allah dilerse) biz doğ-
            ruyu buluruz" dediler." Bir de Müslüman üslubu kullanıyor.
            Peygamber anlatıyor, Allah söylüyor. O doğruyu bulması için
            yetmiyor ona. Çünkü onun kafasında bir din var. O dini bul-
            ması gerekiyor. Yani Kuran'ın anlattığı din ona yetmiyor. İlla ki
            başka bir din bulacak o. Kararlı. Bak "... İnşaAllah (Allah


                                      142
   139   140   141   142   143   144   145   146   147   148   149