Page 146 - Münafıklarla Mücadelenin Önemi
P. 146

Münafıklıkla Mücadelenin Önemi




            diyorlar. "Biz tehlike istemiyoruz, kimse bize laf söylemeyecek,
            konuşma olmayacak, tutuklanma olmayacak, hapsedilme olma-
            yacak. Dövme, sövme hiçbir şey olmayacak." Rahat bir ortam
            istiyorlar. Bakın o züppe üsluplarıyla, "... Sen ve Rabbin git,
            ikiniz savaşın..." diyor. Münafık işte asıl karakterini burada
            ortaya koyuyor. Çünkü "ben tehlike istemiyorum arkadaşım"
            diyor. Oradaki insanlara ve Peygambere diyor. "Ben tehlikeye
            girmem" diyor. Münafığın ana özelliği. Bak, "... Sen ve Rabbin
            git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız." Nerede? O pis
            domuzların, bunak domuzların pisliğinin içinde. "Siz gidin,
            hapse de girin, mücadele de edin, ama" diyor "biz küfrün içine
            sığınacağız, ahlaksızların içine sığınacağız, böylece onlar bizi
            koruyacak" diyorlar. "Biz tehlikenin içine girmeyiz" diyorlar.
            Nur Suresinin 53. ayetinde, "Yeminlerinin olanca gücüyle
            Allah'a and içtiler..." Münafıklar bir konuşurlar. Hakikaten
            dindar zannedersin. Yani böyle Müslüman üslubuyla konuşur-
            lar. Allah'tan çok bahseder. Çok takva bir üslup kullanır.
            "Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer
            sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye..." Haşa,
            "sen görevini yapmıyorsun" diyor "yaparsan bak bir neler yapa-
            cağız "diyor. "... De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf
            üzere) bir itaattır..." Zaten bu Allah'ın emridir. "... Allah,
            yaptıklarınızdan haberdardır." diyor. Tevbe Suresi 81.
            ayette,  "Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri
            kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler..."  Böyle uyuz
            domuzların kanıyla bit gibi beslendikleri için oturup kalmasına
            seviniyor, "ne kadar isabetli hareket ettim" diyor. "O domuz



                                      144
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151