Page 171 - Şeytanın Enaniyeti
P. 171
Harun Yahya (Adnan Oktar) 169
boyutlu bir televizyon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük
takmadan üç boyutlu görmek mümkün değil, kaldı ki bu suni
bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulanık, ön taraf ise kağıttan
dekor gibi durur.Hiçbir zaman gözün gördüğü kadar net ve ka-
liteli bir görüntü oluşmaz. Kamerada da, televizyonda da mut-
laka görüntü kaybı meydana gelir.
İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan me-
kanizmanın tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi bi-
ri size, odanızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluş-
tu, atomlar biraraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti mey-
dana getirdi dese ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya
gelip yapamadığını şuursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluştu-
ran alet tesadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü gö-
rüntünün de tesadüfen oluşamayacağı çok açıktır.Aynı durum
kulak için de geçerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kep-
çesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses
titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu tit-
reşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir.
Aynen görmede olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma
merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi
sese de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gü-
rültülü de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en
net sesler beyinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir or-
kestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm
gürültüsünü duyarsınız.Ama o anda hassas bir cihazla beynini-
zin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin ha-
kim olduğu görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümi-
diyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için de aynı çabalar on-
larca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları, müzik setleri,
birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri bu çalış-