Page 507 - Fizyonomi Üst Eğitim Dersleri
P. 507

Fizyonomistin Eğitimi 4 (5 Hafta 2. Ders)
                                                     NEFS MAKAMLARI

               Çok anlatılan bir hikaye var. Dervişin birisi, sudan   kullanıyordu.   Ve   karşısındaki   insanın
               karşıya  geçmeye  çalışırken  bir  bakıyor.  Bir  tane   düşüncelerini okuyordu. İnsanlar da dediler ki “bu
               akrep, o da sudan karşıya geçmeye çalışıyor. Adam   kişi normal bir insan olamaz.” Dikdörtgen yüzlüydü
               da akrepe yardım etmeye çalışıyor. Akrep de onu   O da. İş oraya gitti.
               sokmaya  çalışıyor.  Müridi  diyor  ki  “hocam  şimdi   İşte günümüzde de insanlar bunu yapıyor. 3 tane
               sokacak  size  uğraşmayın.  Bırakın  batsın  gitsin.   şey öğreniyor. Kendisini bir şey zannediyor. Çıkıyor
               zaten  size  sokmaya  çalışıyor.”  Adam  “Akrep,   salağın bir tanesi “Leddün-i ilim biliyorum. Herkese
               akrepliğinden,  fıtratından  vazgeçmiyor.  Ben   de öğretiyorum” diyor. bu var ya o kadar ağır bişey
               insanken  fıtratımdan  neden  vazgeçeyim?”  diyor.   ki?  Kişi  doğrudan  nefs-i  emmarenin  de
               İşte  burda  karşınızdaki  insan  ne  yaparsa  yapsın   emmaresinden  nefsinden  konuşuyor.  Çünkü
               önemli olan sizin nasıl karşılık verdiğiniz.     Leddün-i ilim verilen ilimdir. Onu sen öğrenemezsin
               Ateşin suyu ısıtması 1 saat sürer. Ama suyun ateşi   de  öğretemezsin  de.  Onu  öğretecek  olan  yalnız
               söndürmesi  1  saniye  sürer.  Ve  celaliyet  ateştir.   Allah’tır.  Sen  tutar  da  dersen  “ben  Leddün-i  ilim
               Cemaliyet sudur. Celaliyetin karşılığı cemaliyettir.   öğretiyorum.”  şirkin  dik  alasına  düşersin.  Allah
               Celaliyet celaliyet getirir çünkü. Eğer siz celaliyete   muhafaza.
               celaliyet ile karşılık verirseniz bunun sonu bitmez.   Çok  fazla  dini  konulara  girmemeye  çalışıyorum.
               Bunun  sonu  güç  yetenliğe  gider.  İşte  orda   Ama  bazen  de  böyle  kızdığımda  dilimin  kemeri
               Cengizhan’ın sözü devreye girer.                 çözülüyor . Buna benzer o kadar çok insan var ki
               Ne  dedi  Cengizhan: “Ben allah’ın  belasıyım.  Eğer   hangi   birisini   söyleyim.   Hangi   birisinden
               gelip size bulduysam kendinizi kontrol edin. Bende   bahsediyim. O kadar çok yalnışa düşüyorlar ki ve
               bir  sorun  yok.”  İşte  celaliyetin  getirdiği  celaliyet   insanlar bunların peşlerinden gidiyor.
               oydu.                                            Hele  bir  tanesi  var  tam  dolandırıcı,  tam  çakal.
               Peki, Cengizhan ne yaptı?                        Geçen bizim bir arkadaş onun kitabını almış. Alan
               Ne kadar irili ufaklı Beylik varsa, ne kadar irili ufaklı   kişi  de  müthiş  bir  profösör  adam  emekli  Albay.
               ülke  varsa  hepsini  temizledi.  Bunlardan  bir   Dedim  ki  “hocam  gözünü  seviyim.  Kaç  tane
               taneside  Haşhaşilerdi  Hasan  Sabbah.  Hasan    üniversite bitirmiş adamsın. 30 tane diploman var.
               Sabbah celaliyetin en kralını sinsice yapmıştı. İlk   Sen bu adamın kitabını nasıl alıp okudun? Hiç mi
               süikast yapan bu timleri ilk kuran, milleti haşhaş ile   kafan  çalışmıyor  senin?”  Adam  “yav  hocam  bir
               efsunlayıp  daha  sonra  süikastlara  gönderen  kişi   almış  bulunduk.  Okumuş  bulunduk.”  dedi.  “Ne
               Hasan Sabbahtı.                                  olmuş  peki?”  dedim.  Adam  “bir  şey  de  yokmuş
               Hasan  Sabbah’ın  kalesini  komple  yerle  bir  etti.   ama” dedi. Konu ne? pazarlama..
               Yalancı  Cennet  aslında  şöyle:  Büyük  bir  bahçe   Evet şimdi biz kendi konumuza dönelim.
               kurdurdu. Bahçeyi de gizledi ve süikast yapması için    Nefs-i  levvame  dediğimiz  şey  eğer  tutunursanız
               göndereceği  askerlerine  önce  haşhaştan  içirdi.   sizi bir yukarıya götürecek şeydir aslında. Kişinin
               Sonra kişiyi o bahçeye soktu. Çok güzel bir bahçe,   eğer  dirayeti  olursa,  kendini  kontrol  edebilirse
               hiç görmediği meyveler, kadınlar, kızlar görünce…    Kuran-ı  Kerim’de  bu  durum  şöyle  anlatılıyor:
               Biz ne demiştik beynin fonksiyonlarını anlatırken?   Levvame….  Yani  pişmankar,  nefse  kasem  eden.
               Beyin halisilasyon ile gerçeği ayırt edemez. Dedi ki   İnsanın kendi nefsini lev etmesi yani onu şiddetle
               bahçeye    götürdüğü   kişiye   “seni   Cennete   kınaması kuru sözlerle oluyorsa buda tabiki pek bir
               götürdüm.  Sana cenneti gösterdim.”  Şimdi öyle bir   netice  vermiyor.  Hasıl  etmiyor.  Kişi  levvame  ve
               dönemden  bahsediyoruz  ki  adam  keramet        emmare  mertebeleri  arasında  gayret  ve  çaba
               gösteriyor.                                      göstermeli.  Çünkü  orda  ince  bir  sınır  var.  Orda
               Bana  birisi  “sen  keramet  gösteriyorsun.  Sana   kayıp düşmesi an meselesi bir de öyle bir düşer ki
               tarikat kuralım. 1 milyon müridin olur. Aylık 100 tl   yuvarlanır. Çünkü kişi kendi nefsini kınarken yani
               ödeseler 10 milyon yapar hocam. Bu ülkede ayda   lev ederken içerisinde biraz kibir beliriyorsa bunu
               kaç kişi 10 milyon kazanıyor?” dedi.             şöyle  söyleyim.  Bazı  insanlar   “yav!  Bu  da  çok
               Firavun  nasıl  Fravun  oldu?  Hiç  düşündünüz  mü?   mütevazilik  gösteriyor.”  mütevazilik  gösterilmez.
               İnsanlar  bunun  her  dediğine  inandı?  Neden   Bu  kibirdendir.  Kişi  mütevazi  olur.  Mütevazi
               insanlar ona ilah muamelesi yaptı?               gösterilmez.  Bu  kibirdendir.  ve  her  türlü  kibir
               Çünkü Firavun ilim kullandı. Astral seyehat, seyr-i   ayaklar altındadır. Kibir sahibi yalnız Allah’tır. Her
               sülük  yani,  telekinezi,  telepati  ve  fizyonomi


                                                           Sayfa 9
   502   503   504   505   506   507   508   509   510   511   512