Page 72 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 72
Hayatın ve Evrenin Kökeni Konferansı
Evrenin yaşamı destekleyecek şekilde dizayn edildiğini gösteren bu
bilimsel alanlara bir bakalım. Üç geniş uzaysal boyuta sahip ve aynı
zamanda zaman boyutu da olan bir evrende yaşıyoruz. Fakat aynı zamanda
evren farklı olsaydı, iki veya bir boyuta sahip olsaydı neler olurdu bunu
analiz edebiliyoruz. Üç, dört veya beş uzay boyutunu da değerlendirebiliyoruz.
Ya da çoklu zaman boyutlarını. Şu soruyu sorabiliriz: Eğer sadece iki
uzaysal boyut olsaydı ne olurdu? Yapılan çalışmalara göre iki veya daha az
uzay boyutu olsaydı, evren hayatı destekleyecek kadar komplike olamazdı.
İki boyutta yaşayan bir hayvan düşünün. Eğer hayvanın gıdayı alacağı bir
yol ve atıkları atacağı farklı bir yol olduğu düşünülürse, iki boyutlu bir
dünyada bu yollar hayvanı ortadan ikiye bölecektir. Gıdanın geldiği
yönden geri çıkabileceğini söyleyebilirsiniz, ama asıl noktayı kaçırmış
olursunuz. İki boyutlu bir uzayda, hayatın gerektirdiği kompleksliği
sağlayacak yeterince bağlantı kurmak mümkün değildir. Bu sadece besinin
geldiği yoldan gitmesi ile ilgili değildir. Bundan çok daha temel bir gerek-
liliktir.
Eğer bir veya iki boyutun çok basit olduğunu düşünüyorsanız, peki o
zaman daha fazla boyuta sahip olsaydık, bu daha mı iyi olurdu, daha fazla
komplekslik mi eklerdi? Bunun da doğru olmadığı anlaşılıyor. Eğer dört,
beş ya da daha fazla boyut olsaydı kararlı yörüngeler olmazdı. Bu iki
anlama gelir, daha fazla uzaysal boyut olsaydı atomlar kararlı olmazdı. Bu
da yaşam için gerekli olan karbon, azot ve oksijen gibi atomların var ol-
mayacağı anlamına gelir. Bu durumda gezegenler de kararlı olmayacak,
yıldızların çevresinde kararlı yörüngelerde dönmeyeceklerdir. Ya yıldızlara
doğru hızla sarmal yaparak çarpacaklar ya da uzaya savrulacaklardı. Bu
durumda üçten fazla uzaysal boyut olması halinde yaşam için gerekli olan
iki temel şart yerine getirilemezdi. Yaşam için gereken atomlar var olamaz
ve gezegenler de bulunamazdı.
Zaman boyutunun sayısının değiştirilmesi ise durumu daha sorunlu
hale getirir. Bu şemaya baktığınızda gördüğünüz gibi zaman boyutunun
sayısını değiştirdiğinizde, fiziğin bilinemez olduğu yerlere girmiş olursunuz.
Şimdi, şunu söyleyebilirsiniz, ben zaten fizikten anlamıyorum öyleyse
fiziğin tahmin edilebilir olması neyi değiştirir? Fakat bunun çok daha
temel bir prensip olduğunu görüyoruz. Çünkü eğer fizik öngörülemez