Page 69 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 69
Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı
Genel görecelik teorisinin bir sonucu şuydu; teorinin formüllerini
çözdüğünüzde evrenin genişleyerek veya büzüşerek dinamik olması ge-
rektiğini gösteriyordu. Başlangıçta Einstein bu fikirden hoşlanmadı, fakat
1920’ler ve 30’larda tekrar edilen ölçümler evrenin gerçekten de genişlediğini
ortaya koydu. Edwin Hubble bizim bugün galaksi dediğimiz o bulutsu ya-
pılara, o dönemde isimlendirildiği şekliyle ada evrenlere bakarken, bu ga-
laksilerin belirli bir düzenle hareket ettiklerini gördü. Bir galaksi ne kadar
uzaktaysa bizden o kadar hızla uzaklaşıyordu. Bu da evrenin genişlediği
gerçeğini açığa çıkartan net bir delildir. Dolayısıyla, genel görecelik teorisi
evrenin dinamik olduğunu ve genişlediğini ortaya koydu. Bu uzaktaki ga-
laksilerde yapılan ölçümler evrenin gerçekten de genişlediğini gösterdi.
Eğer genişliyorsa, zamanda geriye gittiğinizde bu evrenin bir başlangıç
anı olduğu anlamına geliyordu.
Bazı bilim adamları bir süre bu fikre direndiler ve hatta hala buna di-
reniyorlar. Kendilerince evrenin sonsuz olduğunu ve sonsuzdan beri var
olduğunu kanıtlamak için çeşitli yollar arıyorlar. Fakat, 1960’ta kozmik
mikrodalga arkaplan ışımasının ölçülmesiyle, Stephen Hawking ve Roger
Penrose gibi pek çok bilim adamı bazı çok güçlü teoriler geliştirdiler. Bu
teorilere göre eğer genel görecelik doğruysa ve evrenin dinamiklerini mü-
kemmel bir şekilde açıklıyorsa -şimdiye kadar tüm deneylerde doğrulan-
mıştır- bu tüm bilim adamlarının bu gerçeğe inandığını gösterir. Dahası
evrende kütle varsa ki biz bunun doğru olduğunu garanti edebiliriz, bu
durumda zamanda geriye gittiğinizde evrenin sınırına ulaşabilirsiniz.
Diğer bir deyişle, evrenin bir başlangıcı vardır.
Bundan yola çıkarak, başlangıçta Yaratılışa inanan dünya görüşünden
çok farklı görünen evrenle ilgili bilimsel görüşlerin tam aksine, 20. yüzyılda
gerçekleştirilen önemli bilimsel gelişmeler bizim başlangıcı olan bir evrende
yaşadığımızı ortaya koydu. Ayrıca evren sürekli genişliyor ve evren sabit
fizik kanunlarına bağlı olarak işliyor. Bu üç özellik, tüm Big Bang
modellerinin temel özellikleridir. Diğer bir deyişle, Allah’ın bizlere Kutsal
Kitaplarda tarif ettiği evren ile bugün Yaratılışı araştırdığımızda bilimin
anlattığı evren birbirine tam olarak uymaktadır.
Geçtiğimiz yıllarda bilim adamları, evrenimizin birçok evrenden sadece
biri olabileceğini öne süren çoklu evren modelleri önerdiler. Bu da evrenin
başlangıcı olduğu fikrine uymuyor gibi görünüyor. Aslında çoklu evren fikriyle
67