Page 673 - Risale-i Nur - Sözler
P. 673

OTUZÜÇÜNCÜ  SÖZ                                                                                                              675


           ve makarr olan zemin; bütün Kâinatın kalbi hükmünde olduğundan, Kâinat
           kadar Nur-u Vahdaniyeti gösterir.

             İşte ey coğrafyacı efendi! Bu zemin kafası yüzbin ağız, herbirinde yüzbin
           lisan ile Allah'ı tanıttırsa ve sen Onu tanımazsan, başını tabiat bataklığına
           soksan,  derece-i  kabahatını  düşün.  Ne  derece  dehşetli  bir  cezaya  seni
           müstehak eder, bil, ayıl ve başını bataklıktan çıkar.
                                     ِ
                             ِ
              ٍ
               ء َ شَ ِلُك توُكلم   ٓ هدي ِ ب  ى ٓ ذَّلا للّٰا ِ ب تنمٰا de.
               ْ  ِّ  ُ  َ َ  َ       ه   ُ ْ َ


                                Yirmiüçüncü Pencere
                                     ةويحْلا و تومْلا قَلخ ى ٓ ذَّلَا
                                                  َ َ
                                          َ َ ْ َ
                                   َ ٰ َ
             Hayat, Kudret-i Rabbaniye Mu’cizatının en nuranisidir, en güzelidir. Ve
           Vahdaniyet  Bürhanlarının  en  kuvvetlisi  ve  en  parlağıdır.  Ve  Tecelliyat-ı
           Samedaniye âyinelerinin en câmii ve en berrakıdır. Evet, Hayat tek başıyla
           bir  Hayy-ı  Kayyum'u  bütün  Esma  ve  Şuûnatı  ile  bildirir.  Çünki  Hayat,
           pekçok Sıfâtın memzuç bir macunu hükmünde bir ziya, bir tiryaktır. Elvan-
           ı Seb'a, ziyada; ve muhtelif edviyeler, tiryakta nasılki mümtezicen bulunur.
           Öyle de: Hayat dahi, pekçok Sıfâttan yapılmış bir Hakikattır. O Hakikattaki
           Sıfatlardan  bir  kısmı,  duygular  vasıtasıyla  inbisat  ederek  inkişaf  edip
           ayrılırlar. Kısm-ı ekseri ise hissiyat suretinde kendilerini ihsas ederler. Ve
           Hayattan kaynama suretinde kendilerini bildirirler.

             Hem  Hayat,  Kâinatın Tedbir  ve  İdaresinde  hükümferma  olan  Rızk  ve
           Rahmet ve İnayet ve Hikmeti tazammun ediyor. Güya Hayat onları arkasına
           takıp, girdiği yere çekiyor. Meselâ Hayat bir cisme, bir bedene girdiği vakit;
           Hakîm İsmi dahi Tecelli eder, Hikmetle yuvasını güzelce yapıp tanzim eder.
           Aynı halde Kerim İsmi de Tecelli edip, meskenini hacatına göre tertib ve
           tezyin eder. Yine aynı halde Rahîm İsminin Cilvesi görünüyor ki, o Hayatın
           devam  ve  Kemali  için  türlü  türlü  İhsanlarla  taltif  eder.  Yine  aynı  halde
           Rezzak  İsminin  Cilvesi  görünüyor  ki,  o  Hayatın  Bekasına  ve  İnkişafına
           lâzım  maddî,  manevî  gıdaları  yetiştiriyor.  Ve  kısmen  bedeninde  iddihar
           ediyor. Demek Hayat bir nokta-i mihrakıye hükmünde; muhtelif Sıfât birbiri
           içine girer, belki birbirinin aynı olur. Güya Hayat tamamıyla hem İlimdir,
           aynı halde Kudrettir, aynı halde de Hikmet ve Rahmettir ve hâkeza... İşte
           Hayat bu câmi' mahiyeti itibariyle
   668   669   670   671   672   673   674   675   676   677   678