Page 169 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 169
EMİRDAĞ LÂHİKASI-I 171
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Kastamonu Hüsrev'i ve Süleyman Rüşdü'sü olan Mehmed Feyzi
ve Emin'in, Üstadlarının Kastamonu'daki hayatının bir tarihçesini,
hüsn-ü zanla haddimden çok fazla senalarını tebdil etmeyerek
kabulümün sebebi şudur ki: Bugünlerde Afyon'un büyük memuru, bir
çavuşu bana ihanete vasıta yapıp güya teveccüh-ü ammeyi hakkımda
kırarak, tâ bu vilayet, Denizli, Isparta gibi Nurlara tam sahib çıkmasın
ve Nurlar parlamasın. Gerçi ben tahammül ettim, fakat buranın yeni
Şakirdlerinin teessürlerinden müteessirdim. Düşünürken, Mehmed
Feyzi'nin bu samimane ve âlimane, hürmetkârane Mektubu, o herifin ve
o âmirinin ihanetlerini yüzlerine vurup hiçe indirerek, teessüratımı tam
sildi, süpürdü. Binler derece o iki bedbahttan yüksek olan iki Nurcunun
böyle medih ve hürmetleri, onların kanunsuz cebir ve ihanetlerinin aynı
zamanda tam tamına Tevafuku, Feyzi ve Emin'in Sadakatlarının bir
Kerameti olduğuna kanaat ettiğimdir.
* * *
Kardeşlerim!
Şimdi tebeyyün etti ki: Beni karakola çağırmak, lüzumsuz
bahanelerle beni hükûmete celbetmekte maksad, ihanet ve halkın
nazarında ehemmiyetsizliğim ve bana müttehem vaziyeti vermek için
idi. Şimdi tahammülüm kalmadı. Mümkün oldukça oraya beni
çağırmamak lâzımdır. Ceza hâkimini görünüz. Bana bir Dava vekili
tarzında bir adamı bulunuz; benim bedelime lüzum olsa karakola gitsin.
Yirmibeş sene münzevi bir adam, böyle ihanetkâr insanlarla görüşmek,
işkenceli bir azabdır. Ben sekiz sene, Kastamonu'da bir tek defa valinin
ısrarıyla yanına ve iki defa da polishaneye gittim. Burada sebebsiz on
defadan geçti. Ben, daha gidemem. Hem doktordan bir rapor alınız,
yoksa bu şehre maddî ve manevî zarardır.
Hüsrev'in müdafaatımda yazılan dört zelzele mes'elesini tasdik
eden bu geceki şiddetli dört defa zelzele, bana ve Nurlara ve bu
memlekete kat'î bir sû'-i kasd eseri olarak hükûmet içinde Hizmetçime
bağırarak bana tahkirkârane ihanet ve şetmedip "Git ona söyle" diyen
ve kaymakamın emr-i cebrîsiyle "Hasta da olsa buraya getiriniz"
bekçilere ve jandarmalara emir veren ve Afyon'un perde altındaki
büyük memura dayanan karakol çavuşu, hem Nur Şakirdlerinin
şevklerine, hem Nurların burada yazılmasına , hem bana