Page 167 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 167
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Sekiz sene çoluk ve çocuğuyla Sadakatla bana Hizmet eden; ve
evlâd ve ahfad ve refika ve damatlarıyla Nurlara ciddî çalışan; ve Ders ve
Vaazlarını bütün Nurlardan veren; ve vefatından on dakika evvel dünyaca
en ehemmiyetli vasiyeti, kendinin Nur Risalelerini tekmil için Şamlı
Hâfız'a rica eden, vefatından iki gün evvel bana Mektub yazıp benim aynı
vakitte Sava'yı Barla'ya tercih ederek Sava mezaristanında defnimi arzu
ettiğimi sizlere yazdığımı Sadakatın Kerametiyle hissedip bana mukabele
ve itiraz tarzında o Mektubunda der: "Sen Barla'yı ikinci vatanımdır
dediğin halde, neden ona gelmiyorsun, başka yerleri tercih edersin? İbtida-
i Medrese-i Nuriye Barla'dır, senin mezarın orada olmalı." diye bana ihtar
etti. İki gün sonra -size yazdığım daha size yetişmeden- onun Mektubunu,
hem Şamlı Hâfız ikinci sahifesinde yazdığı vefat haberini aldığım merhum
Muhacir Hâfız Ahmed'in (R.H.) dünyadan göçmesi, aynen Abdurrahman
ِ
هيَلا
gibi beni çok sarstı, ağlattırdı, نوع جار ِ ِ آَّنا ِ َ َّ و ِ ِ ٰ َّ ِ
للّ انا dedirtti. Binler
ْ َ
َ ُ
ِ
Rahmet onun Ruhuna insin.. يمَّٓا! Kabri de hanesi gibi Kur'an ve Nur'un
َ
ِ
bir Menzili olsun.. يمَّٓا! Şübhem kalmadı ki; bu zahir Sadakat
َ
Kerameti, Nurcuların İmanla kabre gireceklerini isbat ediyor ve
Hüsn-ü Hâtimeye mazhardırlar. Benim tarafımdan onun akrabasını
ta'ziye ediniz ve ben bütün Dualarımda onu hissedar ediyorum diye tebliğ
ediniz..
Sâniyen: Kardeşimiz Re'fet bana yazıyor ki: "İstanbul'da Nurlara
çok ihtiyaç var ve ekmek gibi herkes muhtaçtır. Ve Kardeşlerimizden ve
Nurlarla çok alâkadar ve çok okumuş ve Nurcu olan Yeşil Şemseddin,
Nur'un Hakikatlarından Ders verdiğinden; Vaazında binlerle adam
bulunur.
Hem Re'fet der: "Bundan anlaşılıyor ki; Risale-i Nur, bu millete
her gün ekmek gibi lâzımdır."
Hem bir kısım Nurları, ehemmiyetli zâtlara vermiş ve "Zülfikar-ı
Mu'cizat"ın benim tashihimden geçmiş bir nüshasını istiyor.
Umuma birer birer Selâm ve Dua ederiz ve Dualarını isteriz.
ِ
ِ
قِابْلا وه قِابْلَا
َ ُ
َ
َ
Said Nursî
* * *