Page 177 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 177
EMİRDAĞ LÂHİKASI-I 179
ِ
ا
للّ
ziyade ihtiyaç olmuş. ء آَّش نا onun gibi Nur yazıcıları değil tevakkuf,
ْ َ
َ ٰ
ُ
belki daha ziyade yazı ile defter-i a'mallerine hasenat kaydedecekler.
* * *
ِ
Ben ehl-i siyasetin her nevi taziblerine karşı ليك َ ْلا و معنو للّا انبسح
ُ
َ
َ ْ
ُ ٰ َ
َ ُ ْ
deyip sabır ve tahammüle karar vermişim. Kâzım Karabekir ile eskiden
münasebetim vardı. Acaba şimdi de o münasebetin sebebi olan merdane
mesleğini muhafaza ediyor mu? Eğer eski gibi ise ve Nurlara zararı yoksa
ve Nur'a faidesi muhtemel ise ve dost ise, benim Selâmımı ona tebliğ
edebilirsiniz. Fakat madem ehl-i siyaset, Hayat-ı Bâkiyesi için Risale-i
Nur'a müracaata tenezzül etmiyor; o Hayata nisbeten beş paralık olan bu
hayat-ı fâniye için onlara müracaata ben de tenezzül etmem ve istirahatım
için şekva ve rica etmem.
* * *
Merhum Büyük Ali'nin tam vârisi ve tam bir sistemi ve merhum
Abdurrahman'ın tam misli ve halefi ve Mübareklerin Pehlivanı ve
Kahramanı Küçük Ali'nin iki büyük ve pek güzel Hediye-i Nuriyesini
aldık. Fakat “Zülfikar”ın âhirinde “Hizb-i Nuriye”nin parçası yazılmamış;
o parçayı da o hârika Kalemiyle yazsın, bana göndersin.
* * *
(Haşiye): Memleketimizde Medrese Talebelerinden birisi bir
Kitabı bitirse veya başlasa, bir tatlı veya yemek meftuhane veya
mahtumane diye vermek âdettir. Aynen bu kaideyi Kâtib Osman'ın
üzümünde gördük. Onun yazdığı “Asâ-yı Musa”nın tashihini bitirdiğim
aynı vakitte mahtumanesi olarak bu üzümün gelmesi, tatlı bir latife ve şirin
bir Hatıra-i Hayat-ı Medresiye oldu.
Nur'da Şefkat Esas olmasından, hanımlar o cihette ileridir.. ve
Nurlara ciddî yapışıyorlar. Ben "Kardeşlerim" dediğim zaman, hanım
hemşirelerimi Kardeşler içinde kasdederim. Bütün Mektublarımda onlar
dahi muhatablarımdır.
* * *
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Hiç merak etmeyiniz. Yalnız Duanızı almak için şimdilik şiddetli
ve sû'-i kasd eseri olarak evvelce size yazdığım gibi hastalığımı beyan
ediyorum. Fakat kat'iyyen telaş etmeyiniz. Hadsiz şükür olsun