Page 182 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 182
184 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
bir daire ve şubesidir. Onun için, o âlîkadr Üstad ve müşfik peder ve
Hamiyetkâr Mürşid-i A'zam, bîçare evlâdına ve Şakirdlerine tam
yardım etmesini onların Ulüvv-ü Himmetinden bekliyoruz. O pek
büyük Üstadımıza takdim edilen iki Kitab ise; bir Talebe, Dersini ne
derece anlamış diye akşamda babasına ve Üstadına yazıp vermesi gibi;
o iki Dersimiz, o Şefkatli Allâmelerin nazar-ı müsamahalarına
arzedilmiş.. diye bu Mektubu yazarsınız.
* * *
Pek çok alâkadar olduğum ve Risale-i Nur'un gayet ehemmiyetli
bir merkezi ve az zamanda, pek çok Nur işini gören Denizli Hüsrev'i ve
gayet ciddî ve sadık rüfekaları, hususan hâkim-i âdil ve Muharrem ve
Hâfız Mustafa vesairenin namına Bayram tebrikiyle, Hasan Feyzi'nin
şiddetli ve tehlikeli hastalığını beyan eden bir Mektubu, çok ehem-
miyetli bir Kardeşimiz olan Muharrem'den aldım. Kanaat-ı kat'iyyem
geldi ki; Hasan Feyzi, aynen Şehid Hâfız Ali (R.H.) gibi, benim
musibetimin kısm-ı a'zamını kendine alıp manevî bir fedakârlık
eylemiş. Hâfız Ali benim bedelime birkaç emare ile Berzaha gittiği
gibi, bu Hasan Feyzi de aynı hastalığım zamanında, aynı vakitte, aynı
müddette, aynı tarzda, aynı sıkıntılı dışarıya çıkmamakta Tevafuku,
kuvvetli bir emaredir ki; bana çok acıyan ve Şefkat eden o Kardeşimiz,
manen hastalığımı kısmen kendine aldı. Bu dört cihetle Tevafuk içinde
yalnız bir fark var. Benimki zehirden, tesemmümden; onunki soğuktan
gelmiştir. Elbette “Hastalar Risalesi” bizim bedelimize onu teselli
edip, iyadet-ül mariz gibi keyfini sormuş ve hastalıktaki büyük
Sevablar ve sıkıntılarını sürura kalbetmiş. Cenab-ı Hak şifa-i âcil ihsan
ِ
eylesin, يمَّٓا!
َ
* * *
Bir zaman Barla'da temsil için yazdığım bir Risalede: İki adam,
İstanbul'a gidecek. Birisinin yüzde doksandokuz dostu İstanbul'dadır.
Onun için oraya iştiyakla gider. Öteki onun aksi, ilâ âhir.. mealinde
birşey yazılmış. Şimdi aynen bu hastalığımın ihtarıyla, geçmiş zamana
geçtim ve o zamanlarda hayatımı geçirdiğim memleketlerde de hayalen
gezdim. O şirin hayatımın devirlerinde, her memlekette yüz dostumdan
ancak bir-ikisini görebildim. Ötekiler, Berzah memleketlerinde... Hattâ
kendi Nurs Köyümde, birtek amucazadem ve talebem Molla Davud da
(R.H.) eski ahbablarım, akrabalarım yanına