Page 187 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 187
EMİRDAĞ LÂHİKASI-I 189
içinde bulunanlar, Nur'un Neşir ve Himayesinde ona yardım etmek
lâzımdır.
Sâlisen: Denizli'nin bir manevî Kahramanı merhum Hasan
Feyzi'nin (R.H.), Isparta Kahramanı merhum Hâfız Ali'nin (R.H.) yanına
gitmesi gerçi bizi çok müteessir ediyor, fakat onun gayet Has bir Talebesi
ve Nur'un hâlis bir Şakirdi sıddık Muharrem'in dediği gibi deriz: O, bir
cihette ölmemiş; belki Vazifesini acele bitirmiş, Âlem-i Berzaha
istirahat için gitmiş, terhis edilmiş. Hâfız Ali ile beraber, manen,
Şefaatleriyle ve bıraktıkları tesirli Nur hakkındaki eserleriyle yardım
ediyorlar; yine manen Nur'a çalışıyorlar. Elbette manevî şehid
hükmünde olmalarından, "Meyve"nin Onbirinci Mes'elesindeki İlm-i
Nahiv Talebesinin kendini Medresede bildiği gibi; Hâfız Ali ile Nur
Hakikatlarının müzakeresi ve vefat eden Nurcuların dairesinde
meşgul olmalarını, Merhamet-i İlahiyeden kuvvetle ümidvarız.
İnşâallah Cenab-ı Hak onun Vazifesini dünyada gördürecek Nur
Dairesinde çok Hasan Feyzi'leri yetiştirecek. (Haşiye)
Yalnız o mübarek Kardeşimiz, benim gibi resmî ilâçlardan
çekinmediği için bir sehivdir. Ben ondan ziyade ızdırabda iken,
"Nurcuların Duası yeter.." diye maddî ilâçları aramadım ve hastalık
hakkında kimsenin fikrini alıp evham etmedim. O merhum Kardeşimiz, bu
noktada bana muvafakata muvaffak olamamış. Nurlar hakkında parlak
fıkralarında, bu bîçare Kardeşine kendini kurban etmeğe söz verdiğinden
ve Nur Vazifesini acele yapmasıyla istirahat Âlemine gitti. Ben hem onun
akrabasını, hem Muharrem gibi kıymetli, ciddî Talebelerini ve Denizli ve
civarı Nurcularını tekrar ta'ziye edip, bizler gibi onlar da o merhumu
Hasenatlarına hissedar ederek Hasenat cihetinde ölmemiş gibi, Defter-i
Hasenatına Haseneler yazdırsınlar diyerek umum onlara binler Selâm ve
ona binler Rahmet deriz.
Râbian: Bir zaman bin Kalemle Nurlara çalışan Sava
Kahramanlarından ve Nur'un ehemmiyetli Şakirdlerinden Mustafa
Yıldız'ın
-----------------------------
(Haşiye): Bu merhum Kardeşimizin Nur'a aid müteaddid Vazifelerini
tamamen görecek ve Şakirdlerin tensibiyle ve meşveretiyle intihab edilecek bir yeni
Kahraman bulununcaya kadar, o Vazifeleri taksim-ül a'mal suretinde herbir Şakird bir
Vazifesini yapmağa başlasın. Demirbaş Ali Osman, bu Vazife Isparta'da sana düştü.
Hem oradaki Kardeşlerin meşvereti ile, onun yeri boş kalmamak için Nur'la onun gibi
çok alâkadar birisi, şimdilik Denizli Hüsrev'i vaziyetini alsın. Ona hediye ettiğim
Takkeyi muhafaza etsin, tâ hakikî sahib çıkasıya kadar.