Page 226 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 226
228 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
İkinci mani': Pek çok cihetlerle çürütülebilir ve fâni ve cüz'î ve
muvakkat ve kusurlu bir şahıs sahib olsa, Nurlara ve Hakaik-i İmaniyenin
Fütuhatına zarar gelir.
Fakat bir nokta var ki, mûcib-i şükrandır: Ehl-i siyasetteki
düşmanlarım, mezkûr Hakikatları bilmedikleri için; şerefli, izzetli Eski
Said'i düşünüp mütemadiyen Nurlar bedeline benim şahsıma ihanet ve
tenkis etmekle meşgul oluyorlar. Bazı mutaassıb enaniyetli Hocaları da
şahsımın aleyhine çeviriyorlar, güya Nurları söndürmeye çalışıyorlar.
Halbuki Nurları daha ziyade parlattırmaya vesile oluyorlar. Nurlar, âdi
şahsımdan değil, Kur'an güneşinin menbaından nurları alıyor.
* * *
Alamescid Köyü Hocası İbrahim Edhem'in hâlisane Mektubuyla,
ehemmiyetli ve Nur'un Masum Şakirdlerinin o mübarek Hocanın
Dersinden tam hisse alan ve Nur Dairesine giren altı küçücük masumların
kendi kendilerine düşünüp Hocalarına söyleyerek, altı pusla kendi
Kalemleriyle yazarak, bu ihtiyar, hasta Said'e, o Masum Mübarekler,
ömürlerinden herbiri bir kısmını vermesi, Hakikaten gayet medar-ı hayret
ve takdir bir Hâdise-i Nuriyedir. Ben dahi o masumların o mübarek
hediyelerini kabul edip, yine o küçücük Said'lere hediye ederek, benim
yerimde çalışmak için bağışlıyorum. Cenab-ı Hak onları muvaffak eylesin.
O küçücük Said'ler ise, işaretlerinden: İbrahim dokuz yaşında, Mustafa
onbir yaşında, Halil İbrahim oniki yaşında, Emin Yılmaz ondört yaşında,
Mehmed onbir yaşında, Abdullah oniki yaşlarındadır.
Medrese-i Nuriye Kahramanlarından ve o Medresenin Üstad-ı
mübareki merhum Hacı Hâfız'ın mahdumu ve vârisi Hâfız Mehmed'in, o
Medresenin umum Şakirdleri namına yazdığı Mektubunda "Nur'la
iştigalin, ölümden başka her belaya, hastalıklara bir ilâç olduğu gibi;
dehşetli ölümü de, Cennet'in kapısı gösterip, Ehl-i İmanı heyecanla
şevke getiriyor." diye fıkrası Hakikat olduğuna pek çok
للّ
ا
hâdiseler var. Masum mahdumu da Hâfızlığa başlaması.. ِ ا ن َّٓش ا ء
ُ َ ٰ ْ َ
muvaffak olacak; ceddinin ve pederinin mübarek Hâfızlık ünvanlarını
daimleştirecek.
Medrese-i Nuriyenin Elmas Kalemli Kahramanlarından Mustafa
Yıldız'ın, sureten kısa ve manen uzun ve kıymetli Mektubunda, Medrese-i
Nuriyenin Kahramanlarına havale edilen “Sikke-i Gaybiye”nin yağlı
kâğıda yazılmasını, üç-dört hüdhüdün manen alkışlaması gösteriyor