Page 227 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 227

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       229

                        ِ
              للّ

           ki,  ا    ء   َ ٰ  آَّش     نا “Sikke-i Gaybiye” Medrese-i Nuriyede parlak bir tarzda
                       ْ َ
              ُ
           çıkacak ve güzel Fütuhat yapacak.

                  Kahraman  Tahirî'nin  gönderdiği  kısa  Münacat,  sıhhatlıdır.  Fakat
           yalnız  baştaki  kısmın  tercümesi  var.  Şimdi  tam  tercüme  etmeğe  halim
           müsaade  etmiyor..  aynen  yazılsın.  Bu  kısacık  Münacat  gösteriyor  ki;
           enaniyet-i  nefsiye  ve  hissiyat-ı  hayatiye,  Risale-i  Nur'un  Te'lifi
           zamanında  hükmetmemişler,  Nurların  İhlas  ve  safiyetini  bulandır-
           mamışlar.  Eski  harb-i  umumîde  daima  Şehid  olmağa  muntazır
           olduğumdan,  İşarat-ül  İ'caz  Tefsiri  tam,  hâlis  yazıldığı  gibi;  bu
           Münacattaki  tam  Rabıta-i Mevtin  kuvvetli  tezahürü  dahi, Nurların
                                                                     ِ
           safi ve hâlis bir mahiyet almasına vesile olmuş.  للّا    ء   َ ٰ  آَّش     نا hissiyat-ı
                                                                    ْ َ
                                                           ُ
           nefsaniye karışmamış.

                  Nurların  birinci  Medresesi  olan  ve  ben  Ruhen  çok  alâkadar
           olduğum Barla'nın ehemmiyetli genç Şakirdlerinden, aynen Denizli'den
           bana  gelen  Ahmed  gibi,  Mehmed  gibi  bir  Ahmed  ve  Mehmed  buraya
           geldiler ki; o eski zamanda en ziyade alâkadar olduğum ve bana sekiz sene
           Sadakatla Hizmet eden muhacir Hâfız Ahmed, Mustafa Çavuş hesabına;
           merhum Mustafa Çavuş'un mahdumu Ahmed merhum pederi hesabına; ve
           berber Mehmed ise, kayınpederi merhum Muhacir Hâfız Ahmed bedeline
           ve  Barla'daki  Nur  Şakirdleri  namına  yanıma   geldiler.   Hakikaten   ben


           Barla'ya  ve  o   zamana  gitmiş  kadar sevindim.  للّا  َ ٰ  ام     ش   َّٓ ا   ء    َ َ   Barla, birinci
                                                        ُ
           Medrese-i  Nuriye  olduğunu  hissetmeğe  başlamış.  Ciddî  bir  intibah,  bir
           alâkadarlık  gösteriliyor.  Hattâ  eskiden  “Onuncu  Söz”ü  tab'eden  Hacı
           Bekir, benim orada oturduğum odayı, herbir masrafını deruhde edip,
           satmaktan men'etmiş. Nur Şakirdlerinin bir misafirhanesi hükmünde
           muhafaza edilmesini Barla'ya haber göndermiş.

                  Nur  Santralı  Kardeşimiz  Hoca  Sabri'nin,  eskiden  beri  onun  gibi
           Nurcu  refikasının  ve  mübarek  mahdumu  Nureddin'in  (Yaşar)  küçük  bir
           Mektublarını  aldım.  Cenab-ı Hak,  onlara  sıhhat ve âfiyet ve saadet İhsan
                     ِ
           eylesin..  َّٓا.
                     م



                   ي
                   َ

                  Garibdir ki; müstesna olarak her tarafta yağmura ihtiyaç var iken,
           bu Emirdağı'na mahsus şiddetli bir yağmur ve emsali görülmemiş fındık
           kadar taneleri büyük ve ekinlere çok faideli bir dolu geldi. Şimdi yanımda
           iki  Nurcu  Kardeşler  diyorlar  ki:  "Hem  Mu'cizatlı  Kur'anın  gelmesi  ve
           Afyon'dan bir nüsha “Zülfikar”ın müsaderesi münasebetiyle ehemmiyetli
           bir hücum beklenirken, takdir ile emniyet müdürü tarafından okunmuş; ve
           üçü, İsmail namında üç ehemmiyetli
   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231   232