Page 343 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 343
EMİRDAĞ LÂHİKASI-II 57
Aziz, Sıddık ve Mübarek Kardeşlerim!
Evvelâ: Nur'dan bana çok lüzumu bulunan Medreset-üz Zehra'nın
fütuhatçı mahsulâtını ve Kahraman Tahirî'nin merhume haremi ile ve
merhume iki kerimesi namına gönderdiği mecmualarını ve iki hafta evvel
merhum Hâfız Ali'nin bir Hayr-ul Halefi Mustafa'nın tam zamanında
tamam Mektubat'ını ve Nur'un metin bir kumandanı Re'fet Bey'in kendi
Kalemiyle yazdığı mübarek mecmuasını ve pek güzel ve manidar rü'yalı
Mektubunu aldım ve çok sevindim. Onların her bir Harfine Cenab-ı
Erhamürrâhimîn sizin her birinize bin Hasene ihsan etsin. Merhume Hatice
ve merhume Hicret'in ve merhume Âişe'nin Ruhlarına ve Kabirlerine
ِ
binler Rahmet eylesin, يمَّٓا.
َ
Sâniyen: İkinci bir Hüsrev olan Mustafa Osman'ın Mektubunda
Sabri namında bir Kardeşimizin, benim Hizmetim için yanıma gelmesini
istemesi beni çok memnun etti. O gelmiş ve birkaç ay Hizmet etmişçesine
kabul ediyorum. Fakat şimdi benim Hizmetime hariçten gelmeğe ihtiyaç
kalmamıştır. Ne vakit ihtiyaç olursa o zaman haberdar edeceğim.
Hakikaten Eflani havalisinde, Isparta Kahramanları mahiyetinde küçük
Kahramanlar yetişmeğe başlamıştır.
Sâlisen: Nur'un demirbaş Kâtibi ve Şakirdi Kâtib Osman'ın Risale-
i Nur bahçesinden gönderdiği yaş üzüm teberrükünü ve Medreset-üz
Zehra'nın çok ehemmiyetli bir şubesi ve bir merkezi olan Sava'nın gayet
mübarek teberrüklerini kaideme muhalif olarak onların hatırı için kabul
ettim. Ve kime yedirsem de, onların Hayrı olarak yedireceğim.
Râbian: Nur Kahramanı Hüsrev'in, ben Emirdağı'nda iken bana
yazdığı umum Mektublarından mühim parçalarını, hususan benim
yazdığım Mektubların hülâsalarını hâvi kısımlarını bir defterde yazmıştım.
Fakat ben hapiste iken birisi hoşuna gitmiş, almış; kayboldu. Şimdi tekrar
eski Mektublarından kırk kadar bende var. Onları للّا َ ْ َ ِ ا ن َّٓش ا ء ben işaret
ُ ٰ
edeceğim; burada yazdırmazsam size göndereceğim. Bir defterde
cem'edilerek belki ehemmiyetine binaen teksir edilecek.
Hâmisen: Sözler Mecmuasından onbeş tanesini Ankara'ya
gönderdim. Çok faide vermiş. Oradaki Nurcular Kahramancasına ihtiyat
perdesi altında çalışıyorlar.
Sâdisen: Sizde bulunmayan ve Hüsrev'in istediği Mektubat'ı