Page 344 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 344

58                                                                           YİRMİYEDİNCİ  MEKTUBDAN


          tashih  ettim.  Birisiyle  göndereceğim.  Bu  defa  Yirmidördüncü  Mektub'u
          çok kıymetli, çok ince, çok derin Ayn-ı Hakikat gördüm.

                                                                                         Umuma binler Selâm.
                                                                ِ
                                                                          ِ
                                                                 قِابْلا و   ه    قِاب    َا   ْل
                                                                            َ
                                                                  َ
                                                                       ُ َ
                                                                                                   Said  Nursî
                                         *  *  *
                 Aziz,  Sıddık  ve  Mübarek  Kardeşlerim!
                 Evvelâ:  Kardeşimiz  İnebolu  Hüsrev'i  Nazif  Çelebi  bana  yazıyor
          ki: "Hizb-i Nuriye  ve Salavatın Neşrini bitirdikten sonra ne münasib ise
          neşredeceğim" diye soruyor. Bence sizin tensibinizle Hastalar ve İhtiyarlar
          Lem'aları ve Onyedinci Mektub olan çocukların kısacık ta'ziyenamesi ve
          Yirmibirinci  Mektub  --İhtiyarlara  Hizmet  hakkındaki  kısa  Mektubun--
          Neşri  münasibdir.  Fakat  Medreset-üz  Zehra'nın  Erkânı  hangi  Cümle  ve
          hangi fıkra münasib görürlerse kaldırabilirler ve ıslah edebilirler. Ve daha
          kısa  başka  münasib  Risaleler  varsa  ilâve  edebilirler."  Bu  mealde
          Kahraman  Nazif'e  çabuk  cevab  gönderiniz.  Hakikaten,  o  Kardeşimizin
          Cevşen-ül Kebir'i ve Hizb-i Nuriye'yi Salavat ile beraber Neşri, Nurculara
          ve  Ehl-i İmana  büyük  bir Hizmettir. Cenab-ı Hak herbir Harfine mukabil
                                                     ِ
          ona ve yardımcılarına bin Sevab ihsan etsin,  َّٓا.
                                                   ي

                                                     م

                                                   َ
                 Sâniyen: Yeni ehl-i hükûmet yavaş yavaş anlıyor ki, hakikî kuvvet
          Kur'andadır.  Ve  İslâmiyet  Uhuvveti  ile  ve  İmanın  Hakaiki  ile  tahribatçı
          düşmanlara  karşı  dayanabilirler.  Evet  bir  tahribçi,  yirmi  tamirciyi  telaşa
          düşürür  ve  bazan  mağlub  edebilir.  Koca  Çin'i  kendine  tâbi'  yapan  bir
          kuvveti,  buradaki  yirmi  milyon  Müslüman'a  karşı  âdeta  mağlub  bir
          vaziyette  tecavüzden  durduran,  maddî  kuvvetler,  haricî-dâhilî  tedbirler,
          ittifaklar  değil;  belki  yalnız  Kur'an  ve  İmanın  Hakikatları,  onların  en
          büyük kuvveti olan Maneviyat-ı Kalbiyeyi tahribatlarına karşı sed çekmesi
          ve manevî yaralarını tedavi etmesidir. Ve yeni hükûmetin Maarif Vekili bu
          Hakikatı  hissetmiş  ki,  seleflerine  muhalif  olarak  en  ziyade  İman
          Hakikatlarının  Neşrine,  Din  Derslerine  ehemmiyet  veriyor.  Hattâ  büyük
          bir  ehemmiyetle  şimdi  de  Şark  Dârülfünunu  -tabirlerince  Doğu
          Üniversitesi-  için  yüz  bin  lira  tahsis  edildiğini  gazeteler  yazmış.  Hem
          mezkûr  Hakikatı;  hem  Ankara,  hem  İstanbul  Üniversiteleri  o  dehşetli,
          tahribatçı  kuvvete  karşı  hem  vatanı,  hem  gençliği  kurtaracak  Hakaik-i
          Kur'aniye  ve  İmaniye  olduğunu  kat'iyyen  bildiler  ki,  Ankara'daki
          Üniversiteliler   bin   yediyüz   imza  ile  Maarif  Vekili'nin  Din  derslerini
   339   340   341   342   343   344   345   346   347   348   349