Page 340 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 340
54 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
malları ve Medrese mahsulü olan Nurlara sahib çıkacaklar. Şimdi de çok
Müftülerden ve çok Ülemalardan Nurlara karşı çok iştiyak görülüyor ve
istiyorlar. Şimdi en mühim Tekyeler ehli, Ehl-i Tarîkattır. Bütün
kuvvetleriyle Nur Risalelerini nurlandırmaları ve sahib çıkmaları lâzım ve
elzemdir (Haşiye). Şimdiye kadar ben yalnız İman Hakikatını düşünüp
"Tarîkat zamanı değil, bid'alar mani' oluyor" dedim. Fakat şimdi Sünnet-i
Peygamberî Dairesinde bütün oniki büyük Tarîkatın hülâsası olan ve
Tarîklerin en büyük dairesi bulunan Risale-i Nur Dairesi içine, her Tarîkat
ehli kendi Tarîkatı dairesi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu
zaman gösterdi. Hem Ehl-i Tarîkatın en günahkârı dahi çabuk dinsizliğe
giremiyor; Kalbi mağlub olamıyor. Onun için onlar tam sarsılmaz, hakikî
Nurcu olabilirler. Yalnız mümkün olduğu kadar bid'atlara ve Takvayı
kıran büyük günahlara girmemek gerektir.
Hâmisen: Şimdi bu zamanda en büyük tehlike olan zendeka ve
dinsizlik ve anarşilik ve maddiyyunluğa karşı yalnız ve yalnız tek bir çare
var: O da Kur'anın Hakikatlarına sarılmaktır. Yoksa koca Çin'i, az bir
zamanda komünistliğe çeviren musibet-i beşeriye; siyasî, maddî kuvvetler
ile susmaz. Yalnız onu susturan Hakikat-ı Kur'aniyedir.
Rehber Risalesindeki Leyle-i Kadir mes'elesi; şimdi hem Amerika,
hem Avrupa'da eseri görülüyor. Onun için şimdiki bu hükûmetimizin
hakikî kuvveti, Hakaik-i Kur'aniyeye dayanmak ve Hizmet etmektir.
Bununla ihtiyat kuvveti olan üçyüz elli milyon Uhuvvet-i İslâmiye ile
İttihad-ı İslâm dairesinde Kardeşleri kazanır. Eskiden Hristiyan devletleri
bu İttihad-ı İslâma tarafdar değildiler. Fakat şimdi komünistlik ve
anarşistlik çıktığı için; hem Amerika, hem Avrupa devletleri Kur'ana ve
İttihad-ı İslâma tarafdar olmağa mecburdurlar.
Sâdisen: Yanıma Nur Talebesi bir meb'us geldi, dedi ki:
"Ben Adliye Bakanlığı'na gittim. Afyon'da Nurları müsadere
kararını söyledim. Adliye Vekili Özyörük dedi ki: "Ben Afyon
Mahkemesi'ne Nurlar'ın tamamen verilmesine emir verdim. Hattâ bendeki
Asâ-yı Musa'yı da Müellifine iade edeceğim." Diye bana söyledi. Halil
------------------------------
(Haşiye): İşte mühim bir nümunesi: Seydişehir'li Hacı Abdullah'ın
bütün mensubları, hem Kastamonu'da, hem Isparta'da, hem Eskişehir'de
Risale-i Nur Dairesini kendi Tarîkat Daireleri telakki etmişler ki, onlardan
للّ
ا
Nurlara rastlayanlar, takdirkârane sahib çıkıyorlar. Onlara bin َ َ ب ا ر َك ...
ُ ٰ