Page 504 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 504
218 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
lehine olarak tecelli edecektir. Ve Aydın ve Nazilli mahkemeleri de
adaletli seleflerine ittibaen Nur Şakirdlerini tebrie edeceklerdir.
Risale-i Nur'un bütün vatan sathında ve hattâ Âlem-i İslâm ve
Avrupa'nın pekçok yerlerinde hüsn-ü kabule mazhar olması ve Türkleri
Âlem-i İslâmla eski ittihada muvaffak edecek bir dünyevî semeresi Nur
Şakirdlerinin niyetlerinde olmadan netice vermesi ve hükûmetin bizzât
İslâmiyete, Dine, vicdan hürriyetine tam kıymet verip eski hükûmetin
tahribatlarını tamire çalışması ve mukaddesata tecavüz edenlerin tenkili
hakkında bir kanun çıkarmaya teşebbüsü gibi müsbet ve ferahlatıcı pekçok
hâdisatın aynı anında o asılsız mes'elenin ihdası, hükûmetin ve İslâmiyet'in
aleyhinde olanların mahsulü olduğunda aslâ şübhe etmiyoruz.
Yalanlarının birkaç delili de şunlardır:
Üstadımız Said Nursî için "Bir şah ve bir padişah gibi yaşamakta
ve gelen yardımlarla geçinmektedir" diye o vicdansızlar apaçık bir iftirada
bulunmuşlardır. Said Nursî, amcasının çorbasını dahi içmemiş olup,
hayatında kimsenin minneti altında kalmayıp, beş bin lira hediyeye beş
para değer vermeden red ve iade eden, hayatındaki İstiğna Düsturunu en
zalimane muameleler ve mahrumiyetler içinde kaldığı zamanlarda dahi
bozmayan ve böylece İzzet-i İslâmiye ve Şeref-i Diniyeyi muhafaza etmiş
olan bir zâttır.
Evet Üstadımızın halkların hediyesini kabul etmemek Düsturu,
seksen senelik hayatı ile sabit olduğu ve otuz senelik müteaddid
mahkemelerde dahi vesikalarla tahakkuk etmiş, dost ve düşmanın gözleri
önünde zahir olmuştur. Bu bedihî Hakikatın herkesçe bilindiği bir
zamanda, böyle ittihamda bulunanların ne kadar dehşetli garazkâr
olduklarını Ehl-i Vicdanın takdirlerine bırakıyoruz...
Ankara hükûmetinin adaletiyle Üstadımız Said Nursî'nin Risale-i
Nur Eserleri basılmaktadır. Hissesine düşen bir mikdar Kitab fiatlarını
Üstadımız, hayatını Nurlara vakfedip nafakasını çıkaramayan Nur
Talebelerine tayin olarak vermektedir. Kendisi de bugün artık herkesin
malûmu olmuş olan a'zamî bir İktisad ve Kanaatla yaşamaktadır. Ve bütün
ömrü boyunca fevkalâde bir İktisad Dairesinde kendini idare ettiğine,
seksen senelik hayatını bir şahid-i sadık olarak gösteriyoruz.
Halkı Demokrat hükûmet aleyhine geçirmek plânlarını takib eden
muhtelif gazetelerin diğer bir zahir yalanları ise, Nazilli'de iki mübarek