Page 220 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 220

222                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


          devam edip, bittiği aynı günde, aynı çörekten, onun akrabasından birisi
          getirdi. Bu Tevafukun hatırı için geri çevirmedi, kabul etti. Mukabiline
          bir  teberrük  verdi.  Gözümüzle  bu  latif  Tevafuktaki  şirin  İnayet-i
          İlahiyenin  cüz'î  Cilvelerini  gördük  ve  anladık  ki,  kör  tesadüf  işimize
          karışmıyor.  Manidar  Tevafuk,  Risale-i  Nur'un  Kelimatında  ve
          Hurufatında  olduğu  gibi,  ona  temas  eden  harekât  ve  ef'alde  de  öyle
          manidar Tevafuklar var. İnayete temas ettiği için, en cüz'î birşey de olsa
          kıymeti  büyüktür.  Böyle  uzun  yazmak  ve  ziyade  ehemmiyet  vermek
          israf olmaz. Çünki, manası olan İnayet ve İltifat-ı Rahmet muraddır. Ve
          o bahis dahi, manevî bir şükürdür.
                                                    Risale-i Nur Şakirdlerinden
                                                                 Emin, Feyzi

                                          * * *
                 Aziz, Sıddık Kardeşlerim,

                 Nur Fabrikasının Sahibi ile Kahraman Tahirî bizi gayet mesrur
          eden  müjdeler  veriyorlar,  hem  bazı  mes'eleleri  soruyorlar.  Sizlerdeki
          Erkânın  verdikleri  karar  ve  münasib  gördüğü  tarzlar,  benim  re'yimin
          fevkinde  inşâallah  isabet  ederler.  Madem  benim  re'yimi  de  almak
          istiyorlar.  Şimdilik,  evvelce  nazlanan  matbaacılara  lüzum  yok.  Hem
          mesleğimize muhalif  yeni  hurufa, Risale-i  Nur'un bir nevi  müsaadesi
          hükmüne  geçtiği  için  lâzım  değil.  Sizler,  el  makinasıyla  yazdığınız
          mikdar  yeter.  Zâten  Nazif  de,  el  makinasıyla  bir  derece  çalışıyor.
          Tashihine  çok  dikkat  etmek  lâzım.  Eski  hurufla  Elmas  Kalemli
          Kardeşlerim matbaaya ihtiyaç bırakmıyor. Bize yardım etsinler.
                 Sorduğunuz  ikinci  cihet  ise,  Hâfız  Mustafa'ya  verdiğim  yeni
          hurufla iki Risale, çoğu ayrı ayrı olsun, bazı da beraber olsun. Gençlere
          aid Risaleciğin başında isim olarak "SIRAC-ÜL GAFİLÎN" veyahut
          "GENÇLİK        REHBERİ"        namı;     Tevhide     aid   Risaleye
          "HÜCCETULLAH-İL  BALİĞA"  namını  veyahut  "MİSBAH-UL
          İMAN";  Keramet  mecmuasının  ismi  ise,  "SİKKE-İ  TASDİK-İ
          GAYBÎ" veya "TASDİK-I  GAYBÎNİN HÂTEMİ" namını başında
          yazarsınız.  Arabî  "VIRD-ÜL  EKBER-I  NURİYE"  tab'edilmişse,
          arabî bilmeyen Risale-i Nur Şakirdlerine bir teshilât olmak için Yedinci
          Şua  Âyet-ül  Kübra  ve  Yirminci  Mektub'da  izah  ve  tercüme  edilen
          sahifelerinin numaraları, VİRD-ÜL EKBER'in kenarlarına rakamla bir
          haşiyecik  gibi  yazılsa   iyi   olur.   Yani   "Bu   arabî   makam,   filan
   215   216   217   218   219   220   221   222   223   224   225