Page 217 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 217
KASTAMONU LÂHİKASI 219
dediği aynı dakikada, dört aydan beri yanına gelmeyen o hane sahibesi
kapıya vurdu, geldi. Beş aylık kirasını aldı. Üstadımız, bu Hâdise-i
İnayetten memnuniyeti için, uzak bir nahiyeden gelen, yuvarlak, hiç
görmediğimiz ve burada bulunmayan bir küçük ekmeği o hane
sahibesine verdi. Aynı vakitte yirmi dakika zarfında, burada
bulunmayan aynı ekmekten, iki sene Risale-i Nur'un iki Kitabını alıp
mütalaasının manevî ücretinden binde bir ücret olarak geldi. Ve bir
parçacık aşure çorbasını dahi yine o ev sahibesine verdi. Aynen o
aşurenin on misli kadar, latif üç ekmek, yine iki sene iki Kitabın
okunmasına binde bir ücreti diye geldi. Gözümüzle gördük.
Hem yine Üstadımız, bugün o hane sahibesine, yedi senedir
adını bilmediği için "İsmin nedir?" diye sormuş. O da demiş:
Hayriye'dir. Hayriye isminde olmak Tevafukuyla, iki saat sonra, Hayri
namında Risale-i Nur'un bir Şakirdi, haberimiz yokken İstanbul'a
gitmiş. Hem ticaret münasebetiyle iki mühim Şakirdler dahi gidip geç
kaldılar. Maddî, manevî fırtınalar münasebetiyle Üstadımız onları, hem
oradaki mühim bir Şakirdi çok merak ediyordu. Bugün o Hayri, iki saat
Hayriye'den sonra geldi; o üç Şakird hakkındaki merakı izale ettikten
sonra, dört aydan beri devam eden tefarik namında Üstadımızın bir
kokusu bugün bitmişti. Hayri'nin elinde bir küçük şişe.. Dedi: "Size
tefarik getirdim. " Biz de bu küçük, latif tefarikteki Tevafuka
ِللّاَِكراب dedik.
س ٰ
َ َ
Bu iki gün zarfında bu küçücük nümuneler gibi, Üstadımız
Mu'cizat-ı Ahmediye'nin tashihatıyla meşgul olduğu için, bunlardan
başka çok nümuneleri görmüş. Madem iki günde böyle İnayetin
cilvelerini görüyoruz. Risale-i Nur dairesi içinde dikkat edilse herkes -
kendi nefsinde- Hizmeti derecesinde böyle nümuneleri görebilir.
Risale-i Nur Şakirdlerinden
Hâfız Tevfik Hilmi Kâmil Hayri Mehmed Feyzi Emin
Evet Evet Evet Evet Evet Evet
Gözümüzle gördük.
Evet, ben de tasdik ediyorum.
S a i d N u r s î