Page 214 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 214
216 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
neşredenler, pek müdhiş tokatlar yiyecekler." deyip; o Hakikatı dar
bir dairede tasavvur etmiş. Şimdi zaman, o iki Hakikatı tam tabir ve
tefsir etti. Evet başta Isparta Vilayeti olarak Risale-i Nur Dairesi,
birinci Hakikatı pek parlak ve güzel bir surette gösterdiği gibi; ikinci
Hakikatı da, medeniyet-i sefihenin tuğyanını ve maddiyyunluk
(Haşiye) taununun aşılamasını çeviren ve idare eden ervah-ı habisenin
başlarına gelen bu dehşetli semavî tokatlar, geniş bir dairede, o Sırr-ı
ِ
انيَطعَا ِآَنا'nın Hakikatını, tam tamına isbat etmiş.
َّ
َ ْ ْ
Risale-i Nur kat'î bürhanlara istinaden Hükümleri; sair
Hakaikte aynı aynına, tevilsiz, tabirsiz Hakikat çıkması ve yalnız
İşarat-ı Tevafukiye ve Sünuhat-ı Kalbiyeye itimaden beyanatı,
böyle dünyevî olan mesail-i istikbaliyede neden bazan tabir ve
tevile muhtaç oluyor? diye hatırıma geldi.
Böyle bir cevab ihtar edildi ki: Gaybî istikbal-i dünyevîde ve
dünya işlerinde başa gelen hâdisatı bildirmemekte; Cenab-ı Erhamür-
râhimîn'in çok büyük bir Rahmeti saklandığını ve gaybı gizlemekte çok
ehemmiyetli bir Hikmeti bulunduğu cihetle, gaybî şeyleri haber
vermekten yasak edip, yalnız mübhem ve mücmel bir surette, ya İlham
veya ihtar ile bir emareyi vesile ederek, Keşfiyatta ve Rü'ya-yı
Sadıkada bir kısım Gaybî Hakikatları ihsas eder. O Hakikatların hususî
suretleri, vukuundan sonra bilinir.
Kardeşlerim! Bu defa Hilmi Bey ile gelen Re'fet ve Rüşdü'nün
Mektubları bizi çok sevindirdi. Zâten Hüsrev, Re'fet, Rüşdü Risale-i
Nur'a intisabda eskiden beri beraber bulunmalarından, ben birisini
tahattur etsem, üçü birden hatıra geliyor. Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükür
ki, bu dehşetli fırtınalar onları ve sizleri sarsmadı.
ِ
ِللّا ِ ِ ءآَش ِام, Re'fet şimdi de eski Sadakatını ve tam alâkasını tamamıyla
َ ٰ
َ َ
muhafaza ettiğini anladık. Bir-iki senedir ondan hiçbir Mektub ve
Hizmet-i Kur'aniyedeki vaziyetinden bir haber alamamıştım, merak
ediyordum. Bu defa Mektubunda, "Ne vakit bir araya gelsek,
Sözler'den birini açıp okuyoruz.. tatlı tatlı istifade edip, Üstadı-
mızla görüşüyoruz." demesi, bizi sürur ile şükre sevketti. Sadakatta
namdar Rüşdü'nün
------------------
(Haşiye): Evet maddiyyunluk taununun hastalığı nev-i beşere bu dehşetli sıtmayı ve
küre-i arza bu titremeyi vermiştir.