Page 215 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 215

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    217


           Mektubunda merak ettiğim noktaları beyan etmesi ve Hizmet-i Nuriye
           tevakkuf etmemesi ve sizlere sıkıntı olmaması, bizi çok mesrur eyledi.
                  Latif  bir  Tevafuk:  Ahmed  Nazif'in  bu  defa  çok  meşgaleler
           içinde  yazdığı,  yalnız  Ondokuzuncu  Mektub'da  [Mu'cizat-ı  Ahme-
           diye  (A.S.M.)]  Tevafukatın  mecmuu,  dokuzbin  sekizyüz  otuzüç
           (9833)  adede  baliğ  olduğunu  gördük.  O  Mektubdaki  Mu'cizat-ı
           Ahmediye'nin (A.S.M.) bir Kerametidir diye hükmettik.

                                           * * *

             (Risale-i Nur Şakirdlerinden Emin ve Feyzi'nin bir Fıkrasıdır.)

                  Hem Risale-i Nur'un kasabalara ve cemaatlere Berekete medar
           olması.. ve ona zarar edenlere tokat gelmesi gibi; şahıslara da, pek zahir
           bir  surette  hem  Bereket  ve  hüsn-ü  maişet  (ona  çalışanlara);  ve  gaybî
           tokatlar, onun aleyhinde çalışanlara gelmesi.. bu havalide çok hâdiseleri
           var. Biz kendi nefsimizde; çalıştığımız zaman pek zahir bir surette bir
           hüsn-ü maişet, bir İnayet gördüğümüz gibi, Risale-i Nur veya Şakirdleri
           aleyhinde çalışanlara şiddetli tokatlar geldiğini görüyoruz. Ezcümle:
                  Risale-i Nur'un Erkânından birisi, kat'î bir surette haber veriyor
           ki:  Üç-dört  adam,  dünya  servetinin  hatırı  için  toplanıp,  münafıkane
           tedbir kurdukları hengâmda; üç gün sonra o üç-dört adamın haneleri ve
           birinin dükkânı yanıp, herbiri binler lira zayiatla tokat yediler.
                  Hem  bir dessas casus  adam,  Risale-i  Nur  Şakirdleri aleyhinde
           çalışıyordu ki, onları hapse attırsın. Bir gün -serbest olarak- "Ben bir
           ipucu bulamadım ki, bunları hapse soksam. Eğer bir ipucu bulsam,
           onları hapse sokacağım." diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir iş
           yapıp, Risale-i Nur Şakirdleri yerinde, o adam iki sene hapse girdi.

                  Hem  bedbaht,  muannid  bir adam,  Risale-i  Nur  aleyhinde hem
           Şakirdlerinin bir Rüknü aleyhinde mütecavizane bulunduğu hengâmda,
           bir-iki  gün  sonra  meyhaneye  gidip  içe  içe  çatlamış,  orada  ölmüş.  Bu
           neviden çok hâdiseler var. Demek Risale-i Nur dostlara tiryak olduğu
           gibi, düşmanlara da saıka oluyor.

                                           * * *
   210   211   212   213   214   215   216   217   218   219   220