Page 255 - Risale-i Nur - Kastamonu Lahikası
P. 255

KASTAMONU LÂHİKASI                                                                                    257

           medar-ı  şükran  hâdise,  dün  aldığımız  Hediye-i  Nuriyenin  çok  faideli
           olduğuna  işarettir.  Çünki  darb-ı  meselde  meşhurdur  ki:  Bir  şeyde
           zahmet ve meşakkat, Alâmet-i Makbuliyettir.

                  Umum  Kardeşlerimize  birer  birer  Selâm  ve  Dua  ve  Dualarını
           istiyoruz.

                                           * * *
                  Aziz, Sıddık, Mübarek Kardeşlerim,
                  Bu Mübarek Eyyam ve Leyali-i Şerifede mübarek Dualarınıza
           daha ziyade ihtiyacımı göstermek için, bundan evvelki Mektubda, titiz
           atın  yüzünden  gelen  musibet  gerçi  ondan  dokuzu  nimete  inkılab  etti.
           Ondan birisi, eskiden beri bende bulunan kulunç illetine ve romatizma
           hastalığına  iltihak  edip,  beni  yatağa  düşürdü.  Fakat  merak  etmeyiniz,
           ben kalkıyorum geziyorum. Kat'iyyen -bugün gönderdiğiniz Risaleleri
           tashih ederken- kanaatım geldi ki; o musibetin bâki kalan ondan birisi,
           on  derece  bir  nimet  hükmünde  oldu.  Ve  on  adedden  ziyade
           faidelerinden bir faidesi şudur ki:
                  Ben tashihatta gerçi usanmıyordum, fakat her tashihte yine Ders
           alıp  istifade  etmek  bir  âdetimdi.  Bazı  çok  zevk  alıyordum.  Bu
           mevsimde dağlarda, bağlardaki güzel San'at-ı İlahiyeyi temaşa zevki, o
           tashihteki zevkime galebe ediyordu. Bu yeni musibetteki mütemadiyen
           kendini  ihsas  eden  hastalık,  Kemal-i  Zevk  u  Şevkle  Hazret-i  Eyyüb
           Aleyhisselâm'ın Lem'asıyla, Hastalık Lem'asını her nüshada yeniden
           görüyorum gibi okuyup tashih ediyorum. Kat'iyyen şübhem kalmadı ki;
           o zahmetli hastalık, o lezzetli, Rahmetli Vazife-i Nuriye için verilmiş.
           Gerçi harekâtımda, Namaz ve Abdestte sıkıntı veriyor; fakat hastalıkla
           Ubudiyet muzaaf Sevabı olduğu gibi, bu Tashihat-ı Nuriyedeki zevk, o
           sıkıntıları hiçe indirdi.

                                                        ِ ِ
                                           ِ
                            ِ  ِ ضلاِوِ ِ ِرفسكل ا ِىوسٍِلاحِلس  ِ ِ ك  ِٰ لع ِللّ ِ ِ دمحْلَا
                              َّ َلا ِ ِ ل
                                    ْ ْ
                                               َ ِّ
                                 َ
                                          َ
                                                         ٰ َ
                                                          س ْ َ
                  Sâniyen: Sizin nüshalarınızda bazan bir yanlış, birkaç nüshada
           aynen  bulunur.  Demek  mana  iyi  anlaşılmamış,  öyle  kalmış.  Meselâ:
           İktisad'ın  âhirlerinde Hüsrev'in  haşiyesinde beşinci  satırında:  "Ülema
           ise,  masraflarından  mallarının  kıymetini  bilmedikleri"  cümlesi
           yanlıştır.  Sahihi  ise,  "Ülema  ise,  marifetlerinden  mallarının  kıymetini
           bildikleri  için."  Hem  bu  satırın  arkasındaki,  "arkasında"  kelimesi
           yanlış, sahihi "arasında"dır.
   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259   260