Page 337 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 337

KASTAMONU   HAYATI                                                                                                   339


           ve  birbirinin  misli  ve  farkları  pek  az  ve  kemik  gibi  köklerden,  çekir-
           deklerden,  su  katrelerinden  yetiştiriliyor.  Her  bahara,  bir  vagon  gibi,
           Hazine-i Gaybdan yüzbin nevi et'ime ve levazımat, Kemal-i İntizam ile
           yüklenip  zîhayata  gönderiliyor.  Ve  bilhassa  o  erzak  paketleri  içinde
           yavrulara gönderilen süt konserveleri ve validelerinin şefkatli sinelerinde
           asılan  şekerli  süt  tulumbacıklarını  göndermek,  o  kadar  Şefkat  ve
           Merhamet  ve  Hikmet  içinde  görünüyor  ki,  bilbedâhe  bir  Rahman-ı
           Rahîm'in gayet müşfikane ve mürebbiyane bir Cilve-i Rahmeti ve İhsanı
           olduğunu isbat eder.

               Elhasıl;  Bu  sahife-i  hayatiye-i  bahariye,  Haşr-i  Âzamın  yüzbin
           nümunelerini ve misallerini göstermekle,

                   ِ
                                                         ِ
                    كلذ  نا ِ  ِ  َ ْ َ      م   و   ت ا      دعب  ضر   َلاْا  ِ يِح      ي    ف ْ َ ُ ْ      َك   ي  ِ   للّا  ت   م   حر   ِ   راثٰا  ِ   ا  ٰ ل     رُظ    ف ا   ن  َ ْ ْ
                 َ
                                                                  َ
                                                     ٰ
                      َّ ٰ
                                   َ ْ
                               َ ْ َ
                                                             ْ َ َ
                              ري  َ         ء       دق  ْ  ِّ   ٰ لَ     ُك  ِل   َ شَ   و     ع  ُ َ َ َ      و ٰ ت     هو    مْلا     ِ يِحمَل
                                                     َ ْ
                            ٌ
                                                           ْ ُ

           Âyetini  maddeten  gayet  parlak  tefsir  ettiği  gibi;  bu  Âyet  dahi,  bu
           sahifenin mânalarını Mu'cizane ifade eder. Ve arzın, bütün sahifeleriyle,
                                                          ٰ
           arzın büyüklüğü nisbetinde ve kuvvetinde  وه َّلاا ِ    هلا ٓ ِ    َلا     dediğini anladı.
                                                         َ
                                                  َ ُ
               İşte  küre-i  arzın  yirmiden  ziyade  büyük  sahifelerinden  birtek
           sahifenin  yirmi  veçhinden  birtek  veçhinin  muhtasar  şehadeti  ile,  o
           yolcunun sair vecihlerin sahifelerindeki müşahedatı mânasında olarak ve
           o müşahedatları ifade için, Birinci Makamın üçüncü mertebesinde böyle
           denilmiş:

                                                                     ِ
                                               ِ
                                                         ِ
                            ِ
                                                                        ٰ
                      ِ ِ    د    ه   ف     وج ُ ُ      و    بو   جو    ٰ لَع  َ      َّلد    ى  ذلا  دو   جوْلا بجاوْلا         للّا     َّلاا هلا ٓ ِ    َلا
                                             َّ
                                                                       َ
                                                                ُ ٰ
                                                            َ
                               ُ ُ
                                     َ
                                                 ُ ُ
                                                       ُ
                                ِ
            ِ   ة      قي  َ  ِ   ة     ح     ق    َطاح ِ ِ    مَظع ةدا   ه َ َ َ  ِ    ه ا     ب    يَلع ا      و     م  اهيف    ِ َ      عي   ام    َ  ِ   م      جب    ض   رلا   ْا ه ِ ِ    تد   حو
                                                                    َ
                           ا ة
              َ
                                                                           ْ َ َ
                                                   َ َ َ َ َ
                       َ
                            َ َ
                                         ْ
                                                                    ْ ُ
                                                                         ِ
              ِ
                                           ِ ِ
               و ةَظفاحمْلا  َ  ِ   رو     و    ب   ُذ ُ    ْلا عي    ة     و     وت    ز  َّ َ ْ َ    يحا   َّتفْلا  ِ ِ    ب   ي  ة   و      تْلا و     ِيْ ب   د   َّتلا  و ِيْخسَّتلا
                                                                ْ
                                               َ
                                 ِ
                                                                     َ
                                                           َ
                                                       ْ َّ َ َ
            َ
                 َ َ ُ
                                                                          ْ
                                                               ِ
                                                          ِ
                                                                   ِ
                       ةي ِ ِ  ام   ن    ح   رلا  َ  ِ    ح   ي ا   ة     و    َ َ    ْلا ى ِ    ع     ذ   و  ِ َ  ي   م َ  ِ ِ    ة     جل    شاعلا   ْا  و ةرادلاْا
                                                             َ َ َ
                             َّ ْ َ َّ
                                                      َ َ
   332   333   334   335   336   337   338   339   340   341   342