Page 448 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 448

450                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          ve  ona  İhsanlar  eden  Zâtı  perestiş  derecesinde  seven  ve  sevdiren,  ve
          sevilen  çok  Hârika  bir  Mu'cize-i  Kudret-i Samedaniyye  ve  bir  Acûbe-i
          Hilkat  ve  Kâinatı  içine  alan  ve  Ebede  gitmek  için  yaratıldığına  bütün
          cihâzât-ı  insâniyesi  şehadet  eden  ve  böyle  yirmi  küllî  Hakikatlar  ile
          Cenâb-ı  Hakk'ın  Hak  İsmine  bağlanan,  ve  en  küçük  zîhayatın  en  cüz'î
          ihtiyacını  gören  ve  Niyâzını  işiten  ve  fiilen  cevab  veren  Hafîz-i  Zül-
          celâl'in  Hafîz  İsmiyle  mütemadiyen  amelleri  kaydedilen,  ve  Kâinatı
          alâkadar  edecek  ef'alleri  o  İsmin  Kâtibîn-i  Kiramlariyle  yazılan,  ve  her
          şeyden  ziyade  o  İsmin  Nazar-ı  Dikkatine  mazhar  bulunan  bu  İnsanlar,
          elbette  ve  elbette  ve  herhalde  ve  hiçbir  şüphe  getirmez  ki;  bu  yirmi
          Hakikatin  Hükmiyle,  İnsanlar için  bir  Haşir  ve  Neşir  olacak;  ve  "Hak"
          İsmiyle,  evvelki  Hizmetlerinin  mükâfatını  ve  kusuratının  mücâzatını
          çekecek, ve "Hafîz" İsmiyle cüz'î küllî kayıd altına alınan her amelinden
          muhasebe  ve  sorguya  çekilecek;  ve  Dâr-ı  Bekada  Saadet-i  Ebediye
          ziyafetgâhının hem şekavet-i dâime hapishânesinin kapıları açılacak; ve
          bu  Âlemde  çok  taifelere  Kumandanlık  yapan  ve  karışan  ve  bazan
          karıştıran bir zabit, toprağa girip, işlediği amellerinden sual olunmamak
          ve uyandırılmamak üzere yatıp saklanmayacaktır!…

              Yoksa  sineğin  sesini  işitip  hakk-ı  hayatını  vermekle  fiilen  cevab
          verdiği  hâlde,  gök  gürültüsü  kuvvetinde  Bekaya  âid  hadsiz  Hukuk-u
          İnsaniyenin mezkûr yirmi Hakikatlar lisanları ile edilen ve Arş ve ferşi
          çınlatan  Duâlarını  işitmemek  ve  o  hadsiz  Hukuku  zâyi  etmek  ve  sinek
          kanadının  intizamı  şehadetiyle  sinek  kanadı  kadar  israf  etmeyen  bir
          Hikmet,  bütün  o  Hakikatlerin  bağlandıkları  İnsanî  istidâdâtı  ve  Ebede
          uzanan emelleri ve arzuları ve o istidat ve arzuları besleyen Kâinatın pek
          çok  rabıtalarını  ve  Hakikatlarını  bütün  bütün  israf  etmek,  öyle  bir
          haksızlıktır ve öyle imkân hâricindedir ve öyle zâlimane bir çirkinliktir
          ki; Hak ve Hafîz ve Hakîm ve Cemîl ve Rahîm İsimlerine şehadet eden
          bütün  mevcudat,  onu  reddederler;  "Yüz  derece  muhâl  ve  bin  vecihle
          mümtenidir" derler.

              İşte, Hâlikımızdan Haşre dair sorduğumuz suâle, Hak, Hafîz, Hakîm,
          Cemîl ve Rahîm İsimleri cevab verip derler: "Biz, Hak ve Hakikat oldu-
          ğumuz gibi, hem bize şehadet eden mevcudatın tahakkuku misillû Haşir
          Haktır ve muhakkaktır."

              Hem mâdem… Daha yazacaktım. Fakat güneş gibi mâlûm olmasın-
          dan kısa kesiyorum.
   443   444   445   446   447   448   449   450   451   452   453