Page 443 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 443
DENİZLİ HAYATI 445
o ağaca Hikmetler takan bir Hikmet ve herbir İnsanın cihâzâtı ve hissiyâtı
ve kuvveleri adedince İhsanlar ve İn'amlar ona bağlamış bir Rahmet ve
Kavm-i Nuh (A.S.) ve Hud (A.S.) ve Sâlih (A.S.) ve Kavm-i Âd ve
Semud ve Fir'avun gibi âsî milletlere tokat vuran ve en küçük bir
zîhayatın Hakkını muhafaza eden İzzetli ve İnâyetli bir Adâlet ve
ِ
اذا م ُ َّ ماب ضر َلاْاو ءا ٓم سل َ ْ ُ َ ِ ت ه َا ن قت و م ا ايٰا ن ِ و م َ ْ َ
ِ
َ ِر ه ث
َ
ُ ْ
َّ َ ُ َ
ْ
ِ
ِ
نوجرخت متن َ َا ا ِ ذا ضر ْ ْا َلا نم ة وع د مُكاع د
ْ َ َ ْ ً
ُ ُ ْ َ ْ ُ ْ
َ َ
َ
Âyeti, azametli bir Îcaz ile der:
Nasılki iki kışlada yatan ve duran mutî askerler, bir kumandanın
çağırmasiyle (bir boru sesiyle) silâh başına vazife başına gelmeleri gibi;
aynen öyle de: Bu iki kışlanın misâlinde ve emre itaatde koca Semavat ve
Küre-i Arz, Sultan-ı Ezelînin askerlerine iki mutî kışla gibi.. ne vakit
Hazret-i İsrâfilin borusuyla o kışlalarda ölüm ile yatanlar çağrılsa, derhâl
ceset libaslarını giyip dışarı fırlamalarını isbat edip gösteren her baharda
arz kışlası içindekiler, Melek-i Ra'dın borusuyla aynı vaziyeti
göstermesiyle nihayetsiz Azameti anlaşılan bir Saltanat-ı Rububiyyet,
elbette ve her hâlde ve hiç şüphe getirmez ki; Onuncu Sözde isbat
edildiği gibi, o Rahmet ve Hikmet ve İnâyet ve Adâlet ve Saltanat-ı
Sermediyenin gayet kat'î istedikleri Dâr-ı Âhiret ve Dâire-i Haşr u Neşrin
açılmamasiyle o nihayetsiz Cemâl-i Rahmet, nihayetsiz çirkin bir
merhametsizliğe inkılâb etmesine ve o hadsiz Kemâl-i Hikmet, hadsiz
kusurlu abesiyete ve faidesiz israfata dönmesine; ve o gayet şirin İnâyet,
gayet acı ihanetlere çevrilmesine ve o gayet mizanlı ve hakkaniyetli
Adâlet, gayet şiddetli zulümlere kalbolmasına; ve o gayet derecede
haşmetli ve kuvvetli Saltanat-ı Sermediye, sukut etmesine; ve Haşrin
gelmemesiyle bütün haşmeti kaybolmasına; ve Kemâlat-ı Rububiyeti, acz
ve kusur ile lekedar olmasına.. hiçbir cihet-i imkânı yok! Hiçbir Akıl, bu
vaziyete ihtimal vermez; yüz muhal birden içinde bulunur. Hem, dâire-i
imkân haricinde, bâtıl ve mümteni'dir. Çünkü, nâzenin ve nazdar
beslediği ve Akıl ve Kalb gibi cihazatla Saadet-i Ebediyeye ve Âhirette
Beka-i Dâimîye iştiyak hissini verdiği hâlde onu ebedî idam etmek ne
kadar gadirli bir merhametsizlik ve onun yalnız