Page 441 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 441

DENİZLİ   HAYATI                                                                                                             443


               Hem  madem;  gündüz,  bedahetle  güneşi  gösterdiği  gibi,  zemin
           yüzünde  mevsimlerin  tebeddülünde,  küllî  ölmek  ve  dirilmekde,  perde
           arkasında bir Mutasarrıf; gayet İntizamla koca küre-i arzı bir bahçe, belki
           bir  ağaç  kolaylığında  ve  İntizamında  ve  azametli  baharı  bir  çiçek
           suhuletinde ve mîzanlı zînetinde ve zemin sahifesinde üçyüz bin Haşir ve
           Neşrin  nümune  ve  misallerini  gösteren  üçyüz  bin  kitab  hükmündeki
           nebatat ve hayvanat taifelerini zeminin yüzünde yazar. Beraber ve birbiri
           içinde  şaşırmayarak,  karışık  iken  karıştırmayarak,  birbirine  benzemekle
           beraber  iltibassız,  sehivsiz,  hatasız,  mükemmel,  muntazam,  mânidar
           yazan  bir  Kalem-i  Kudret,  bu  Azameti  içinde  hadsiz  bir  Rahmet  ve
           nihayetsiz  bir  Hikmet  ile  işlediği  gibi,  koca  Kâinatı,  bir  hânesi  misillû
           İnsana  musahhar  ve  müzeyyen  edip  tefriş  etmek  ve  o  İnsanı  Halife-i
           Zemin ederek, dağların ve göklerin ve yerin tahammülünden çekindikleri
           Emânet-i  Kübrayı  Ona  vermesi  ve  sair  zîhayatlar  üstünde,  bir  derece
           zabitlik  mertebesiyle  mükerrem  etmesi  ve  Hitâbât-ı  Sübhaniyesine  ve
           Sohbetine  müşerref  etmekle  fevkalâde  bir  makam  verdiği  ve  bütün
           Semavî Fermanlarda Ona Saadet-i Ebediyeyi ve Beka-i Uhreviyeyi kat'î
           vaad  ve  ahdettiği  halde  elbette,  hiç  şüphe  olmaz  ki,  bahar  kadar
           Kudretine  kolay  gelen  Dar-ı  Saadeti  o  mükerrem  ve  müşerref  İnsanlar
           için açacak ve yapacak ve Haşir ve Kıyameti getirecek, diye Muhyi ve
           Mümit  ve  Hayy  ve  Kayyum  ve  Kadîr  ve  Alîm  İsimleri  Hâlikımızdan
           sormamıza cevab veriyorlar.

               Evet, her baharda bütün ağaçları ve otların köklerini aynen İhya ve
           nebatî  ve  hayvanî  üçyüz  bin  nevi  Haşrin  ve  Neşrin  nümunelerini  Îcad
           eden  bir  Kudret,  Muhammed  ve  Musa  Aleyhimessalâtü  Vesselâmların
           herbirinin Ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman hayâlen karşı karşıya
           getirilip  bakılsa,  Haşir  ve  Neşrin  bin  misâlini  ve  bin  delilini,  iki  bin
           baharda  gösterdiği  görülecek  (Hâşiye)  ve  böyle  bir  Kudretten  Haşr-i
           Cismanîyi uzak görmek, bin derece körlük ve akılsızlıkdır.

               Hem  madem  nev'-i  beşerin  en  meşhurları  olan  yüzyirmidört  bin
           Peygamberler, İttifakla Saadet-i Ebediyeyi ve Beka-yı Uhrevîyi Cenâb-ı
           Hakk'ın  binler  Vaad  ve  Ahidlerine  istinaden  ilân  edip, Mu'cizeleriyle

               ------------------

               (Hâşiye):  Sâbık  herbir  bahar;  Kıyameti  kopmuş,  ölmüş..  ve  karşısındaki  bahar  onun
           Haşri hükmündedir…
   436   437   438   439   440   441   442   443   444   445   446